Kendine YabancıBeşer... Kendine yabancı olduğu kadar, en yakınlarında bulunanlara da yabancıdır İzafi ve şartlara göre beklentileri için yaşayan candır İlim ve irfana karşı uzaktır, zaruret bildiği dünyalık onun yaşama şartıdır Tabi olduğu veya tabi olmasını istediği kimselere güç ve heveslerine göre davranandır Emanet ve ehliyet ne demektir, hal bilgisi dahi taklide dayanan akidedir, muhakeme dünyalık için farktır Cennet veya cehennem inandığı ve teslim olduğu, din adına ulu gördüğü insanların tasarrufundadır, çünkü onlara olan inancı mürşidi azamdır Sanki... Bizim geleneksel Fıkıh anlayışımızda bir gariplik var Sosyal şartlar hiç dikkate alınmadan kalp ve zihinde huzur mu başlar Anlaşılmaz bir mezhebi taassup ve telakkiler karşımıza çıkar Hal ilminden dahi bihaber olan teslimiyetçi yargılayıp, dışarı atar Hani müsamaha, sabır, teenni asıl olandı kim sahip çıkar, her şartta bize tabi olmazsan diye tahakküm karşılar Korkma.. Seneler aşkı eskitmez Seven fırsatçı değilse tesiri tükenmez Fırsatçı olan her kimse sevdiği bizzat hevasıdır Zan ve zehap, heva ve tutku aşka, sevdaya hitap etmez Ruhun yetisinden bihaber olan ve beşeri arzular için yaşayan hakikati göremez Hakikat ki haktan gayrısına, fani olan fırsatlara, düş ve hülyalara umut demez, o ihlas ve şuurdan geçmez Mustafa Cilasun |