KIŞIN BAHARIGökte yan yana duran iki aşk bulutu olalım, Yerde bir ağacın toprağa sıkıca sarılmış kökleri olalım. Bu dünyanın kıyamet kopana kadar da olsa bir sonu var. Bizim aşkımız ise ahirette mahşerde, bile sonsuza kadar… Koyulaşır hüznüm eşikteki gecenin karanlığıyla, Yalnızca hasretimiz kalır geriye akşam olduğunda. Kara bulutlar elbet dağılıp gidecek, sabah rüzgârıyla. Bekliyorum giden sevgiliyi, geceleri hayalinin ışığıyla... Oysa yeni açıyor tüm tomurcuklar sevda dağında. Çabucak unutturdu baharını iz bırakmadan gidişi. Çimenler, ağaçlar bilir ki dönecek bahar yine buraya da. Yarışıyor her güzellikteki renkli kokularının esişi... Sığmaz kalplere, kar tanesi gibi savruluşları. Öyle zor ki, yağmur sularının sarp kayaları aşmaları. Uzandım gecenin ıssız sessizliğinde, sinek vızıltısı bile duymadan. Ay, dağların bağrından koşarak nurlu ışığıyla girdi kapıdan. Bazen çıplak ayaklarla basarız, çoşkun akan derenin çakıl taşlarına. Suyun çağıltısını dinlerken, yağmur sularıyla yıkanıp temizlendim. Çamaşırlarım asılı uçuşuyor yumuşacık bir rüzgarla balkonda. Bunlar değil mi ki, yaşamı kendiliğinden hayatta tutan şeylerim... Gökkuşağı yolu çisentiyle yağ gibi olmuş, nemli ve kaygan. Çimenin rengi ebruli bir çizgi gibi seçiliyor uzaktan. Evim kuşatılmış kavak dallarının polenleri, sisiyle. Hayatın en güzel anılarını yaşatandır işte bu zaman... Kar, zanneder beyazıyla örtüp geçecek baharın renklerini. Bu yüzden boyar uçuşan arı ve kelebeklerle çiçeklerini. Fark edemez insan şafağı bahar uykusundan, Oysa sabahın güneşi, kuş sesleri geliyor her yandan... Kim bilir kaç ağacın dalları kırıldı, döküldü yaprağı, Gece aniden baskın yapan, yağmurdan ve rüzgârdan. Mevsimler değişiyor, göçüyor güneyin yaban kazları. Kuzey rüzgârı savuruyor soğuğunu, buz kesiyor ayakları. Uzaklarda bulut dolusu sıla özlemiyle akarken gözyaşım. Baharın ufkunda gezinen yalnız tekneyi seyre daldım. Akşam düşerken çıplak durgun denizin üzerinde, Gözden kayboldu birden bire, acaba şimdi nerede? Sessizce beklemekten seni ne geçti elime? Geçiyor ömür, artık dönmeliyim topraktan evime. Tarlada kokusu tüten yanık otlar çağırır şimdi, Fakat, candan baharım senden ayrılmak o kadar zor ki! Kim yardım elini uzatır bana, yollara tek başıma düşmüşken, Bulabilir miyim, engin bakışlı yar senin gibisini? Lanetlenmiş yalnızlığım var şimdi her yerden. Yine kapatacağım memleketimin sırma kapısını. Denizimde süzülen teknem, demir attı puslu bir adacığa. Akşamla birlikte geliyor tazelenmiş baharsız geceler. Bir sevgili kadar yakın görünüyor ay, ışıldıyor berrak suyuyla, Uzak bir limanda şimdi yalnız teknem, sonsuzlukta yitip gider. Sadece hayali var gözümün önünde, kışın ufkundan bahara süzülen. Baharın ışıltısıdır yapraklarına düşen, bir rüzgar eser kış biterken. Karanlığın maymun sesleri gelir, rüzgarın ıslığıyla gecenin kıyısından. Kimsesiz teknem aydınlanır, yüzümdeki çizgi çizen gözyaşımdan. Aklımda hala sen! Yar memleketim var... Figen ANAR /06.06.2017 |