Ben yalnız bir adamdımBen küçük bir adamdım dağlarım vardı nehirlere çıkan dağın arkasına varan güneşi alırdı avucuna içlerinde gezinirdi güneş avuçlarının uykuya daldırırdı istese istese karanlığı yar yapardı aydınlığa gecelere beyaz yalnızlıklarla koşardı istese... Ben yalnız bir adamdım kalabalıktı yanlarım ruhumdan irkilen aşkım vardı yanlış bir aşktı şizofreni bir mahreme duyulan mahremden öteye bir yol vardı gözlerinin göllerinden geçen ben adamdım yalnızdım kırılgandım surat yapsa suretim kendimsizliğimi suçlardım uçardım göklere gökleri arardım onun gözlerinde geceyi kahverengiye sata sata çıkardım düze ben yalnız bir adamdım tektim sorsalar ilkimde kaldım ilk aşkın sonu yoktur dedi şair oldum uçurumdan düştüm ilk aşkımın canına kast ettim ben düştüm kalktım da yine de ilk aşkımı yaşattım öldüm onun yaşamında yaşadım ama yine de ben yalnız bir adamdım kendi ölümümün kıyılarında gezdim durdum seneler boyu gezdim yedi sene verdim ömrümden hala da yedi seneme pişman bakmadım yalnız bir adamız diye sevemez miydik? ben bir adamdım yalnızdım kalakaldım uçurumdan atladım öldüm yalnız ve ölü bir adam olarak kaldım. |