SON SABA...
Köhne düşünceler sarar etrafı
Teker teker… Umutların çoktan terk ettiği Karanlık duvarlara dayanırım Sevgili misali… Ben her gece böyle üşürüm Gözyaşlarımın izi kalır kaldırımlarda Ah! Bu ayrılık biraz küskün biraz zaruri Aşk bu! İlla ödetiyor bedelini… Zaman hüsran cereyanına kapıldı Caddeler dolusu ihanet dolaşır, Sevgilerin ayaklar altına alındığı Bu zindan şehirde… Bir lahza düşünüyor insan Hoyratça savrulan aşkın mabedi Hiçe açılan kapılar gibi… Gidiyor evinden bir misafir daha Ağlama artık… Ağlanmaz sevmeyenlere… Ben ki içimde saklamışım Ebediyete ulaşacak sevgimi Sarıp sarmalamışım Korkak bir inci gibi… Dinmiyor bir türlü marguerite’nin sancıları Hiçbir el tutmuyor yaralı yüreğini Yazar bile duymuyor feryatlarını Ne yapsın, kader ona gülmedi Zamansız elvedalara kapadım kapımı Ayrılık önümde heyula gibi İki söz çıkınca dudaklardan, dayanmalı Asrısaadet devri geride kaldı Her an yelkovanla bir cenk ile geçiyor Nağmeler sarıyor beni baştan aşağı Ah! Yoruldum, heyulalar sardı her yanımı Gitmeli artık, bizden gidenlerden… Bu son saba! İşlesin iliklerime kadar hayâsızca… Her aşk yeniden doğuşun önceden alınan bir tadıdır Ah! Bir de sonunda ayrılık olmasa… Aslı GÜREMEN |
aşk sonunda ayrılık ta olsa
katılıyorum yeniden doğuşun ta a kendisidir
kutlarım...