Az/MAN*
Oğluma göre
Cüce, az/man az’ı Türkçe Man’ı İngilizce çocuk dilinde, çocuk işte... kimine göre Şiir’in az/manıyım kimine göre ise uzmanı ama bilirim şiirin hasını her sabah kabesine Şiir’in yola çıkan topal karınca ve başladığı yere dönen akşam olunca bir bilenle konuşunca Fakat cahil ile sohbete tutuşunca Az/arım acımasız duy/arsız duydun mu şair/ duy/arsız şaire... velevki çıkardım boğazımdan mütevazı "HİÇ" yazan tasmayı şair/ şaire geçinen bir sürü çaylakları katar önüme kapatırım bu pazarı... bilemem artık hangi şair/ şaire toplamak için vakit bulur kalemini, defterini tasını tarağını... ne mangal yürekte közümüz ne edebiyat pazarında tükenecek sözümüz var lebi derya yüzecek kadar su değildir balığa... bu şiir bu hiciv sadece şair/ şaire geçinenlere değil elbet anlayana laf salatsı redif çorbası un helvası helva da halva da demesini bilmeli geldiğinde yeri sözün ustası... unutma! lafın zirvesi küfür sözün zirves kelam der bir büyük usta bir başka usta "sen çıkmadın seni çıkardılar karşıma ..." der bir hususta yağdı yağmur çaktı şimşek şimdi uyak lazım acep ne deselk! işte öyle bir şey.. Yavuz Nufel Kasım 1996 Rotterdam ek: 1 mayıs 2008 eller eldivene ayaklar kabına mandal buruna klavuzu karga olanın son mısra malumudur anlar arif olanın |