zehr-i cefa...deminde mürekkeptir ruhum duru bir suya kanarım ebruli fırçasına ateş düşmüş tuvalim yanarım ölü denizinde güneyin katranında boy veririm geceye dikeninden gül olur eğilirim secdeye kızgın kumlar serperim mavisinden ege ye dağına efe, türküsüne zeybek olurum buğusunda çölüm pınarların tuzunda serabım deryaların önce dicle den, fırat tan geçmeli sonra Rabbe sığınarak sırattan kalfasıyım yediveren sevdaların şafağa omuz verip bitiveren rüyaların çek artık zifirini gölge etme kandilime ya da aç pencereni gün değsin ömrüme ahh yar… kundağında nenni oldu şu genç yaşım adını andıkça öne düştü ihtiyar başım nikahım ecelimedir sakın ama sakın gelme gelip de sefamı zehr-i cefa eyleme… ilhanaşıcımayısikibinonyedi |