söyle aşk...bırakın uyusun gece uyusun gözlerimdeki göçebe bulutlar düşlerim ki nadassız mayın tarlası şafağım döl tutmayan sensizlik şarabımda bekareti bozulmuş kekremsi bir tat genzime sürdüğüm her yudumun şerefine bize içip, kanatırcasına bizden geçiyorum geçiyorum sağır duvarlardan, dilsiz pencerelerden aşkın dili varsa susmak mıdır sevişmek tanımadığın tenlerin ıslaklığında kurumak mıdır vurulmak mıdır sınırsızlığındaki sınırlarda ya da peronlardan süzülen gitmelerin ardından baka kalmak mıdır söyle aşk… şimdi hangi şehre yağıyorsun hangi caddelerde kanıyorsun ki sen kor ateşini namluya sürerken en çok da ben üşümüştüm vurulmuşluğumda bilesin… ilhanaşıcımayısikibinonyedi |