GENE GİDİYORUM KARANLIĞIMA
hoşça kal sevgilim
sesini sesimde eritenim hoşça kal bak, gene gidiyorum karanlığıma -yaralıyım gerçi hem unutkanım en delişmen denizlerin dibini kurcalaya kurcalaya hemen herkesin bildiği fakat senin bilmediğin tanrı’nın ve şeytan’ın da bilmediği bilemediği dört başı bayındır karanlığıma güneydoğu rüzgârları esiyor saçlarımda bulutlarsa sarmaşdolaş oluyor ve ben senin fazla kumral sıcaklığından bir yavru kuşun, bir yetim kuşun kalp kapakçığından geçiyorum karanlığıma: hayli hırçın ve cihangir karasevdama sözümün sancısından şikâyetçi değilim yüzüm mü: yangın yeri ocağına zulüm düşmüş şairim bâri sen anla! de hadi: -sıradağlar güzel, sular süzgündür sen giderken karanlığına seni daha derinden düşünüyorum sevdim seviyorum seveceğim son sözlerin şöyle olsun: -git şu berbat dünyanın suratına tükürenim mızıkasını zamansız yitirmiş o çocuksun sen senin gitmen gerçekte bana gelmendir beyninin yüreğinle kesiştiği noktadan ruhunu kemiren yalnızlığından defâlarca öperim (*): "Eksik Kırlangıç" kitabımdan |
Kutlarım...
Beğendim…
............................................ Saygı ve Selamlar.