3+2'LİKLER
"Mercnun’la birlikte oturan akıllı, Leylâ’nın yüzünden başka bir şey konuşmaz." (Sâdi, Gülistan’dan)
1. gömleğimden çekiştire çekiştire -en çok güneş doğarken ve kavuşurken- severdin beni bir allah bilir, nasıl özledim o diğerkâm ellerini 2. dudaklarının kıyısında -yeryüzünü terk edinceye dek güneş- bir sap karanfil gibi durayım şu kan deryâsı kalbim var ya, ben onu kan deryâsı kalbinin taaa dibine fırlatayım 3. gözlerinde geyikler dolaştıran sevgili yüzünde meltem esintisi var senin sözünde yağmur çisentisi her sâniye sevişmekten yorgun düşelim ki sevda düşmanları kıskansın bizi 4. her kadın bir faşiste taparmış, öyle derler doğru mudur sevgilim, doğruysa yanarım ben burnumdan gelir o vakit anamdan emdiğim süt sevgilim biliyorsun ben devrimciyim bir faşiste tapıyorsan, bir an önce git! 5. kendini bir şiirin üzgünlüğüyle topla topla da bakalım ne kadar edeceksin şu kavanoz dipli dünyada o şiirin üzgünlüğü bir ihtilâldir dolaşacak ömrünce saçlarının arasında 6. beni bir öykünün anlatımından çıkar çıkar da bakalım ne kadar kalacağım defolu bir tanrının egzotik huzurunda o öykünün anlatımıyla vurulayım ben kalbimin pejmürde sokaklarında 7. dünyayı kendi yokluğundan koklayan sokak kedilerini kolla merkeplerin mahzunluğunu ekle kalbine bunlar yaşamanın turnusoludur ah, her gözleyeceğinin bir hâtırâsı var râzıyım solduracaksan yalnızca beni soldur 8. ırmak akıntısında güzelleştirdim seni yaprak kıpırtısında iyileştirdin beni hassâsiyetimizden vurulduğumuz o akşamlarda ne zulümler yaşadık seninle sarmaşdolaş gördük ne ihânetler, hatırlasana! 9. yazdığımız her şiirin bir ucu devrimlere varmalı öbür ucu sevdalara sevgilim yürütmüyorsa bizi insancalığın temel ilkeleriyle şiirin öylesini ben neyleyim neyleyim? 10. yıldızlar bir başka türlü parlıyor sen güldüğünde denizler başka çeşit dalgalanıyor ben senin içine girdiğimde sevgilim kötülükler yeryüzünden jet hızıyla siliniyor 11. fakirlik ki başa belâ bilirim sen onu unut ayrılığın yüzölçümü peki kaç dönüm? milyar yıllık acılar yazılmış şu alnıma şafak vakti kurşunlanmış kekliksin ömrüm! 12. nasıl benzersiz seviştiyse nâzım hikmet’le vera franz kafka’yla milena nasıl târifsiz seviştiyse biz de öylece sevişelim seninle, yalan yok! çiçeklenerek yapraklanarak dallanarak sevişelim sevişmediği için insanlar, dünya hep bombok! 13. kalbinin kuytusundaki şiire değsem değer değmez bir ışık belirse orda o ışığı bir daha hiç söndürmesem kalbinin kuytusundaki şiirin o ışığıyla karanlıkların hepsinin hakkından gelsem 14. göğsünün çatalındaki öyküye değsem değer değmez yangın çıksa orada o yangını bir daha hep körüklesem göğsünün çatalındaki yangının o hızıyla hayatımın anlamını deştikçe deşsem 15. muhabbetin ki hakikaten bir halk türküsü bir hüzün derinliği, yaylâ serinlikleri getiriyor insana bilinmedik yerlerden sen serçe yavrusuna benziyorsun sevgili çoğu kişi pitbull cinsi köpeklere benzerken 16. nereye gitsem gözlerin kesiyor yolumu çığlıklarla yüklü çiçeklenişin nereye göçsem, can havliyle gökler dolusu güvercin 17. ikindi gölgesinde şiir aradın mı hiç elin ayağına dolaşmış ve her şeyini yitirdiğinde boğazına bıçak çalınmış hayvan gibi titredin mi allah dâhil herkes seni bırakıp gittiğinde 18. yelken-yepelek gidince sen annemin sabah akşam suladığı kan kırmızısı gül var ya hani ben onun nazlı yapraklarına sarılıp sarılıp ağladım dayanmak olanaksızdı tuttum o gülün dikenleriyle kalbimi dağladım 19. başkaları ne derse desin mutluluğumuz tikeldir sevgilim mutsuzluğumuzsa tümel ben bunu dedim diye sana şimdi hadi bana ateş et iki el 20. bu dünyadaki konukluğum sona erince yıkasınlar kırkikindi yağmurlarıyla söğüt kabuklarıyla ovsunlar bedenimi ya senin sol yanağındaki gamzeye gömsünler ya da iki bulut arasına sıkıştırsınlar beni (*): "Eksik Kırlangıç" kitabımdan |