KENDİME BİR ÇUVALDIZ
Merhaba,
Bundan yıllar önce yazdığım özeleştirinin günümüzde geçerliliğini yitirdiğini düşünerek, Edebiyat Defteri mecrâsına yeniden dönüyorum. Bu geçersizliği, iki maddede açıklayacağım. İlki: Son zamanlarda, matbu sanat-edebiyat dergilerinin çoğu yöneticisinde gözlemlediğim anti-demokratik tutumlar. Başka bir söyleyişle, demokrasi-dışı tavırlar ve yaklaşımlar. Dergilerinin/kendilerinin sanat-edebiyat felsefe anlayışlarını eleştirmediğiniz sürece, sorun yok. Ama mızrağın sivri ucunu onlara şöyle bir hafifçe dokundurduğunuzda bile, sizi onca yıllık yazarlığınıza/şairliğinize bakmadan aforoz ve tasfiye edebiliyorlar. Yüzlerinde eğreti duran demokrat maskelerini hemen bir tarafa fırlatarak, olanca despotik karakterlerini açığa vurabiliyorlar. Dolayısıyla, yazılı sanat-edebiyat dergileri, genelde, birer demokratik mevzi ve bağımsız düşünce platformu olmaktan çıktılar. Tabi, eleştiri-özeleştiri düzeneğini dürüstçe çalıştıran bir-iki dergi vardır belki fakat onlara da ben erişemedim, şimdiye değin. İkincisi şu: İletişim-bildirişim teknolojisinin bugün vardığı aşamada, sanat-edebiyat verimlerinin (de) sanal ortamda yayımlanmalarına cepheden karşı çıkmak doğru değil. Yeter ki siz, yazdığınız internet ortamını hakkaniyet ölçülerinde ve uygarca kullanın. Dolayısıyla, insanlara doğru ulaşabilmenin kanallarını elektronik yüzeylerde de açabiliriz ve açmalıyız. Kısacası: Bundan böyle, şiir, deneme ve eleştiri yazılarımı, görece daha düzeyli gördüğüm Edebiyat Defteri’nde yayımlama kararına vardım. İkinci kez geldiğim bu kavşakta, içerikçe kendimi eleştirdiğim bir şiirimi yayımlamakla başlıyorum işe. Herkese iyilikler, güzellikler dilerim. --------------------------------- KENDİME BİR ÇUVALDIZ sen bana kulak asma! dengesiz ve düzen-dışı biriyim sağım-solum belli olmaz bir bakmışsın: gerekçesiz-ölçeksiz alıp başımı gitmişim yaslanıp yağmurlara her beceriksizlikte birinciyimdir en hafif işlerde elim ayağıma dolaşır iki yumurta kırıp omlet yapamam (hükmen mağlup sayıldım bütün boğuntulara) süpürülmüş avluda yürümekten âcizim sen beni umursama! şiire bulaştığıma bakma sen benim kayda değer bir izlek kurguladığım görülmüş mü böyleyim: sökük-dökük böyleyim: ışıksızım allah’tan soyutlanmış enkaz altında bugünlerin habercisiymiş meğer o günlerde yaşadıklarım kalbim avuçlarımda çocuktum, ufacıktım, dolaşırdım ölüleri uhrevî gölgesinde serviliklerin sarsıla sarsıla canımı sözcük sözcük didikleyen sevgili! döşüne diken batmış bülbül müyüm ne sürgünlüğüm sesimden anlaşılıyor rüzgârını yüzümün atlasına yönlendir sevilmeye sevilmeye pörsüyen avazım var onu sevmeyi n’olursun öğren götür beni, turgut uyar’ın ’göğe bakma durağı’na dökülsün belleğinden kardelenli duyumlar dökülsün bana (*) : Bir Nokta, Ekim 2016, Sayı 177 [email protected] |
Açıklamalı şiirinizi Beğendim ve çok haz aldım…
Samimiyetimle kutlarım…
........................................ Saygı ve Selamlar….