KÖYÜMDENBen inceden başlayım sen de al yavaş yavaş Bu akşam efkârıma olur musun arkadaş Yaz gelmiş çiçek açmış bizim yaylanın başı Ne zaman kuruyacak ander gözümün yaşı Kışında yaprak dökmez karayemiş ağacı Ömrümü mekân tuttu tatlar içinde acı Güneş vurur eritir dağ başında karları Olsam da cennet kuşu dolaşsam Kaçkarları Duman aradan kalksa görsem kara uşağı Çay çiçeği toplasam çiçekliden aşağı Acı suyun yolunda yine kurulmuş paglar Yukarda Hoşmer taşı tüm vadiyi kucaklar Sağımda kuşlar uçar solumda kelebekler Duman tütmez bacalar sahiplerini bekler Kapısından asılmış eski evin kukarı Çobanlar türkü söyler nuskaliden yukarı Taş duvarların yükü yıllarca olmuş kambur Paslanmış rutubetten ocaktaki gilambur Hiç durmadan çoğaldı zamansız düşen aklar Yok oldu birer birer toprak damlı konaklar Terk edilmiş kokuyor mezarların havası Eski yerinde durmuş muğlamanın tavası Arada bir yokluyor özlem dolu ataklar Sanki kuş tuyu gibi maranda ot yataklar Ğusamın başındaki cin midir peri midir? Yalancı dünyadaki cennetin yeri midir? Uşaklar gurbet elde anaları ağlar da Kaç aşık mecnun olmuş dolaşmış bu dağlarda Her gece oralarda sabaha yürüyorum Rüya olmasa bile hayaller kuruyorum Ayşe Kadıoğlu Yıldız Kurudu geçen yıldan kesilen çay çalisi Hala çayır biçiyor köyümün ahalisi Herkes göç etti gitti merzelerum üşiyi Şimdi ki gençluk bilmez zimilaçi turşiyi Eskemiler çürüdi bir çoğunda pali yok Evler şen olsa bile ahirinda mali yok Eskiler çok çekmişti yokluği ve zahmeti Bu köyler hep arayi Ayşe ile Ahmet’i Mustafa Kutlu Sende Karedenizu, ne cuzel gezeyisun Beyit bayit, ha boyle, şiirler yazayisun Selamlarumu saldum, Egenun kıyusundan Merhabalar diyurum, selamun iyisundan ASIKLUZUMSUZ (yine bir radyoaktif iyot tedavisi sonrası tecritteyim,her zamanki gibi aklımda köyüm. Sanırım hepimizin bildiği yöresel kelimeler kullanılmıştır...) |