Karanfillice adını işler kasnakta çığlık kuşlarının kumaşta raks eden gölgesini yakalar benliğini esir alan köleye kuş kanatlarını dolayıp uçar hayallerince hayallerinizin çatısından geçer belki hissetmezsiniz çünkü damarlarınız yırtılır hücreleriniz dağılır görseniz bakışlarını Karanfillice kuş soyundandır özgür ruhunda morartılar taşır senelerce siz bilemezsiniz
şafak üstü şiir arası
Karanfillice eski bir gaz lambası ışığında sesini türkuaz bir rüzgâra tutkularını ezberlediği aşk şiirlerine verir kumaşın her gerilişinde biraz daha yaklaşır gökyüzüne hayallerine eşlik eder renk renk iplikler gökyüzü yeryüzüne karışır o an penceresini sarar gül kokulu alevler yanar sarmaşıklar begonviller tutuşur nefes kesen orman gümbürtüleri gibi ağlar karanfillice siz duyamazsınız
sabah üstü şafak yankısı
Karanfillice pencere çiçeği süt liman sessizlikte saf duru bir yelkenli gözleri kayan yıldızlardan azade bengi sevdalara kapılmış derin saçlarında dolaşan elleri tercümanıdır kırlangıç seslerinin pencere önünde loş bir çerçevede gençliği bir meltem gibi salınır hisseder o meltemleri özler hırçın lodoslarda üşüyünce.. siz şu an ya sevgilinizin kollarında ya da sıcacık evinizdesiniz fakat karanfiller boyun eğmez onuruyla üşür siz hissedemezsiniz
şiir üstü mısra illüzyonları
kağıt tomarları arasında tükenir düşer kasnaktan ömrü mum ve derinlik düşer başı koltuktan bir yana dikiş kutusu tangır tungur saati duvardan sessizlik edasıyla
kum sesiyle okyanusa dökülür saçları topraktır şimdi ne raks eden kasnak kuşları ne açlık ne kölelik asıl mesele onuruyla Karanfillice ölebilmektir
üzgünüm sayın bayan ellerinize hunharca p a r a kokusu sinmiş siz karanfillice olamazsınız ...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Karanfillice şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Karanfillice şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Karanfillice eski bir gaz lambası ışığında sesini türkuaz bir rüzgâra tutkularını ezberlediği aşk şiirlerine verir kumaşın her gerilişinde biraz daha yaklaşır gökyüzüne hayallerine eşlik eder renk renk iplikler gökyüzü yeryüzüne karışır o an penceresini sarar gül kokulu alevler yanar sarmaşıklar begonviller tutuşur nefes kesen orman gümbürtüleri gibi ağlar karanfillice siz duyamazsınız
Toplumumuzda çokça yaşanan hem toplumu hemde toplumda yaşayan insanı anlatan güzel bir eser...Yüreğinize sağlık,kutluyorum usta kalemi.Selam ve saygımla.
Ben bu gizemli sayfaya her gün uğrayıp belki duygularım üzerindeki, belki de şiirin üzerine sır gibi örtünmüş o sis bulutlarının dağılıp dağılmadığını kontrol ediyorum.Ama ne çareki en ufak değişiklik yok..!Şiir,öylesine bir emeğin ürünü ki;her hecesinin derinliklerinde bile bin bir anlamı barındırıyor.O kadar çok ana kapısını gösteren yol var ki,insan hangisine yöneleceğini bir türlü kestiremiyor..Diyeceğim o ki;öylesine gizemli,öylesine duygulu,öylesine düşünce derinliği olan,sıra dışı bir şiir..Açıkcası ben,günlerden beri yalnış yaparım tedirginliğiyle yorumu mu geciktirdim.Tabi ki o yüzden özürüm de peşin..! Konu olarak ta; gözlerimin önünde dıştan görünüşü bakımsız bir evin aksine, cam kenarına sığınmış,saksılar içindeki o güzel görünüşleriyle insana ferahlık veren begonvillerin,karanfillerin olduğu bir pencere ve içeride loş bir ışık altında,elinde gerilmiş kasnagında hayallerini,hayatının acılarını ilmek ilmek nakşeden,kah gözleri hep ağlamklı ağlamaklı, camdan uzaklara dalıp giden,kah kasnağında işlediği kuş motifleriyle hayaller kurup onlara derdini anlatan varoşların o çilekeş ev kadını..! Şiir;karanfillerin en zor koşullarda bile hayata nasıl tutunduğunu,o koşullarda bile kokusu ve görünüşüyle çevresine mutluluk verdiğinden yola çıkarak yaptığı bu anlamlı benzetmeyle, sadakatıyla,sebatkarlığıyla, çıkar ve menfaat düşünmeden her zaman fedakar olan kadınlarımızı çok duygulu,oldukca anlamlı bir uslupla anlatarak dile getirmiş. Ben kaleminize yüreğinize sağlık diyor,değerli şahsınızı yürekten kutluyorum..
Paraya bakan gözler, paragözler, paranın da doyuramadığı parasal açlıklarda gözler... Bitimsiz para sevdalarıyla, bulduğunda ise, hoyratça, beş paralık yerlerde sarf eden eller ... Malesef, düşünmeyi bilmeyen, okumayı, dinlemeyi, anlamayı dahi öğrenememiş canlıların, dizginleyemedikleri hunharca tüketim duyguları ... Ve geride bıraktıkları fos bir boşluk ... Tüm yaşamların özeti budur istisnalar haricinde... Hunharca para, dünya malı, mülkü hırslarıyla doldurulmuş beyinlerde , tek damla insani erdemler bulamazsınız. Yer kalmamıştır, yoktur. İhtiyacı da zaten yoktur ki ... Üç kuruşluk zevklerin, arzuların, debdebe arayışlarının peşinde bataklık sineklerince üremiş, çoğalmış, yaşamış ve göçmüşlerdir. Geride bıraktıkları tek iz dahi olmayacaktır iyiden, doğrudan, insandan yana... Can dostum bu mükemmel çalışman, bende iz bıraktı. Yüreğini ve kalemini kutluyorum. Gözlerini insanlık ve erdem den başka her şey bürümüş gözlerin asla göremeyecekleri kadar değerlidir dizelerin. O göremeyen göz sahiplerine yalnızca acıyorum ... Selam saygı ve sevgilerimle ...
Mert YİĞİTCAN tarafından 4/26/2017 2:45:54 PM zamanında düzenlenmiştir.