Bırakamadı onu, dakikalarca tuttu Avuçları kediye, adeta bir tabuttu Sevimli yavrucaktan ne ses vardı ne seda Tam bir aylıkken etti, kardeşlerine veda Adam, anneye baktı; yüreği parçalandı Konuşamıyordu, dili ağzında bohçalandı Kör gözüyle bakışı, duruşu pek hazindi Buna rağmen adamın etrafında gezindi Anadır işte ana, başka olsa da adı Aynıdır aslında evlat acısının tadı Kardeşleri de olup bitenlerden bihaber Tutmaya çalıştılar memeyi hep beraber Bir damla süt, bir damla su idi bütün dava Tek bir Allah’tır, rızkı, kula veren bedava Ama insan kıskanır herşeyini herkesten Kendini kurtaramaz asla bad-ı hevesten Adam etrafa baktı, uygun bir yer aradı Kediciği gömmekti aslında tek muradı Küçük bir çukur açtı; içine serdi talaşı Ruhen rahatlamaktı bütün derd ü telaşı Bu esnada döküldü dilinden kelimeler Duvarda yankılandı, acıyla inlemeler: »Huzur içinde uyu! Beni de affet küçük.« »Bu günah ve bu vebal piri faniye büyük.« »Bir damla süt nelere kadirmiş meğer; affet.« »Sandım ki bir canı yaşatmak büyük külfet.« »Bir parça odun veya bir avuç kadar kömür.« »Gördüm ki kurtarırmış hatta binlerce ömür.« »Bundan böyle, benimle yaşayacak ailen.« »Olmasın hiç küçüğüm yer altında gailen.« Boş çukura yavruyu bıraktı yavaş yavaş Geri gelmeyecek, istediğin kadar uğraş Yaşasaydı ah keşke! Kime zararı vardı? O da çocuklar gibi evde koşup oynardı Senin benim gibidir, acıyı yaşamakta Nice sevaplar vardı başını okşamakta Adamın yüreğini yaktı kedinin hali Evine yürümeye kalmamıştı mecali Gözlerinin önüne bir hayal geldi, durdu Silip atamadı ki, tam can evinden vurdu Oğlu Mustafa’ya da böyle veda etmişti Feryadı semalarda, aks-i seda etmişti Yaşlı, k a r a toprağı, kendi eliyle itti Kedinin bedeni içinde kaybolup gitti Ayağa kalkar kalkmaz, etrafına bakındı Sevimli kardeşleri Cemil beyden sakındı Koşarak saklandılar, tekerin arkasına Gözü ilişti üstünde duran bağ makasına Üstlerine düşecek diye çok korktu adam Dedi ki: »Ölüp giderler burada bıraksam.« Yavaş yavaş yürüdü; dilinde de pisi pisi Çıktılar duyar duymaz bu lisan-ı munisi Yavruların üçünü bastırdı kucağına Yetiştireyim diye, sobanın sıcağına Anneleri de peşine takıldı adamın İyice hızlanmıştı fırtınası akşamın Birden saçı sakalı, birbirine karıştı Yüzünün derisi de kırış kırış kırıştı Nihayet gelebildi kapının eşiğine Anahtarı sokmaya çalıştı deliğine Göz gözü görmüyordu, kar savurdukça tipi Tam kopmak üzereydi donmuş çamaşır ipi Zar zor içeri girdi, kediler kucağında Artık yaşayacaklar sevginin ocağında
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
CEMİL BEY VE KEDİLERİ-8 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ-8 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ilgiyle okumaya devam bu şiir tarzı hikayeyi
saygılarımla