Sen öğretmiştinBana... Sen öğretmiştin sevmeyi Sevilmenin en naif suhuletini Kalbi hassasiyet ve ruhi rikkatin önem ve ahengini Bilmenin, tanımanın, anlamanın en zarif derinliğini Hiç bilmezdim, sual etmezdim, bilinçaltında ne varsa onunla yetinirdim Karanlıklar içindeydim, şemse, mah’a bakarken fark etmezdim, korkular içinde cür’et edecek kadar cahildim Seni tanıdım, ikinci kez doğmayı yaşadım, tuval üzerine çizerken, suyun yüzeyine yazarken, neyzeni dinlerken, hanendeyi işitirken, Arifin meclisinde hakiklatlerle yüzleşip, gözyaşlarımla titrerken ne çok hüzünlendim İçtiğim... Badelerin sihrinde kaldım Arzular hülyasında bir ömür yandım Tutkuyu bir şey sandım, avunmayı gaye yaptım Cezbine kapıldığım dilberle sabahlara kadar şakıdım Döşeğimde titrerken, nefes nefes kalırken, hıçkırıklar içinde ağlarken uyandım Demek ki ne mazluma inandım, ne mağdura baktım, ben hakikaten insan mıydım Halim... İçin Nevbahardır ateş Zihnim ve sefil Ahvalim niçin bu kadar keş Sanki katledilenler insan değil adeta bir leş Her yanımda titreten bir hakikat var söyle hangi imkandır hesapsız ve beleş O gün karşına çıkacak olan nedir, Ne Araf, ne de Berzahtır seni kurtaracak bahanelerin ey kardeş Mustafa Cilasun |
Şiir yazılana kadar şairinindir, yazıldıktan sonra okurunundur.
Okuyan şiiri övmeli, sevmeli, beğenmeli ve paylaşmalıdır..
................................... Selam ve Saygılar...