hayattan sesler
ne yaparsan yap izindir o
nereye gitmek isterşe ordadır bakar ve görür seni ne yaparsan yap aklının en uc noktaşıdır o mükembellik gibi değişmez hatta değiştiremezsin o isterse olur kaç gün kaç yıla değmek isterse dokunur anlayamazsın anlatılmaz hep yer verilir uzaklığına anlayamazsın icinde bir ÜlKE,dir sokakları haşret kokan menekşe insanları güzel gülen ve dik yürekleri caddeleri geniş kalp gibi özgür ve masum sevgileri binaları renk renk kir pas olmaz bir olasık gibi cevap bulamasın ceşmeleri hep hüzün akar toplamazsın alır gider olmayan ruhunu gelmez bilirim cok gördüm yetmeyen benliğimde ışıkları hep sarı gibidir güneş gibi tutamazsın anlarsın yanar bir gece ama uyutmaz tan yenilin akamayan rüzgarında köprüleri dardır gecilmez ayakları uzundur birbirene değmez koyu kave rengidir ağçları ve cicekce konuşur neşeleri bahceleri vardır bin bir renk ela birtek gülü vardır güldüğü zaman görürünür sofralarında ac kalmaz naziktir özgüven gibi sarılır dar yankı zamanlarında bilenmezliğin sırrıdır kaç acının isminde büyür kocaman aklımın alamadığı gökyüzü mabedi ucar orda gülücük kuşları deşen deşen rüya gidi catıları vardır kırmızı tuğla alevinde kırık cam parları gibi düşüşlerinde kan sesler gelir ağrı gibi duyulmaz gecenin ismi lakırtı sözler cisim gibi görünmez arabaları vardır köz köz durur siyah laştik ve gri duman palası olmadık yerde arıza beyaz su yoğunlunda patlar bazen hız gibi hatalarda yanan evler gibi caresiz bekleyişlikleri özgürlükleri vardır kücük gibi gözüken ellerde kaldırılmayan solagan gibi ucusan martı takla atan kelebek pacalı mardin yesil gagalarında bir ot bir ip ince ince süsler ve en derin yerde büyütür öyle arada konuşur incir tatlığında ürkek bakışlar bakar aydınlığın geleceğe süsülen imtihanlarını akşamları vardır yorgun omuslarında binlerce pisman yorgunluk bir cay sefası yada bir kahve sonrası yat edilir geçmiş dört kutunun sesinden cibimsiz sesler uzanır algısız kalamz uyku tutulur ,yanarken uyulmaz döner hava iklimler yanılır yazları vardır bozkır ovasında suya haşret telaş sarı saçlar gibi toplanır taneler ufak ve masum bedenlerde yıllara armağan edilir meyvaları vardır erik ağacı beyazlığında ve kıraz ciceği pembeliğinde düşler yazılır cürümeden sevgi gülüşlerinin gamze cukurluğuna toprakları vardır siyaha yakın kahve cürüğü bereketinde yesillenir bahar güzü düştüğünde ırmakları vardır coşkusu serin tılsımı berrakca hayvanları vardır koyun postunda tilki kedi masumluğunda sadık köpekleri rayşan atları vardır yeleri kadın saçı gibi güzel renkleri gökkuşağı gibi ceşit ceşit yürümeleri vardır yavas adi adım gibi yeri sallamadan üzgünce kırmadan dökmeden usulca uzaklara varan hayatları vardır derin kadere boyun eğen kimsesizlik gibi üryan bosluk cığlık cılığa darma dağın ürkek ve korkunç gercekleriyle inanırlar inacları kendi kalplerinin icinde var yada yok arasını bilirler keşke olmaza vazgecilmislik icindeki büyük hapisaneleri özgürlüğü bekleyen köle gibi iç yankıları durgunluklarındaki büyük kocaman düşüşleri birike bireke zafre inanan kahramanlıkları gölleri vardır yağmurda bulanık kurbağa sesinde cığlık yesilin muhteşemliğinde beyaz sarı pempe canları sevgileri vardır temiz ak pak kırık üzgün endişelerinde kızgınlıkta kışkanclık ve onurda gurur geceleri vardır ılık ve yağmurlu gecer kranlığın koynunda soğuk odalar ceşet gibi ürkek ve yanılgılı yıldızları vardır gitmek isteyipte düşen hatta üşüyen oda sesliği gibi caresiz bekleyiş parlayan ayın gölgesinde titreyen o dolu an aşkları vardır isimsiz defnedilmiş yaşamakla ölmek arasında gözyaşları üç nokta gibi mektup sonlarında anlam kimseye söyleyemedikleri gerceklik payı ile yanan geceleri uykuya eğilmeden küskün elleri yazılamayan doğruları yenilgi yenilgi bitmeyen başlangıçları son olamayan sorumlulukları off cekişlerinde sitem aşkın kör gözlerinde arama cabaları ölümleri vardır unutulmayan unutturamadıkları günleri beyaz dört pencere adı yazılır sonsuzluğun bahcesine cicekler büyür yılların yorgunluklarına dualar dökülür gökyüzünün alaca bakışlarına icten ferahlar dıştan üzgün umutları bir surahı su bir cümlede bitmeyen geçmis gibi |
hala varmı ellenmemiş toprak
öpülmemiş dudak
örselenmemiş kalp
ve bu anlattığın kadar güzellikler
valla kullansaydım bu şiire bir sigara yakmak isterdim
yaktım say şair dostum
içimin tellerinde yankı buldu yüreğine emeğine sağlık