Yalancı baharlar
Gözlerden hüzün yağardı kederlerin renginde
Maskeler bir bir düşünce riyakâr yüzlerden Sonra bir yük iner hamalın omuzlarından Sonunda; bir çift yalan geriye kalan sözlerden Pür neşe ile atılırdı tiz ve şuh kahkahalar Söz anlayana gitti mi bilmem mânalı bakışlarda Doğru, baharı hatırlatır dondurucu kışlarda Bulanık mavilerde arayıp bulurken hakikati Yalancı baharlardı sanki ürkekçe bakan gözler Mavzer mermisi misali gider dudaktan dökülen sözler Dost dediğin olmalı canda can Mahremin kucağında, sır saklayan çelik surlardan han Şimdi uzaklaşma zamanı karanlık amellerden Huzura kavuşmaktayken su misali özüm Yalancı bakışlara ucundan bile değmesin gözüm Tufan kopsun lâkin ürkerim sinsice uzanan ellerden Karanlıklarda düşlemeli yarın doğacak günü Keşkeler can yakmamalı yâd ederken dünü Bencillikten sıyrılıp el ele verirken yolda Ne servette olmalı saadet nede parada pulda Yalancı rüzgârlara kanat çırpmayın kuşlar Karıncanın azmiyle yürümeli varsın olsun yokuşlar Gönül gönüle yürümeli bellediğin yollarda Hak edene dökülmeli gözlerden yaşlar… Ahmet MORAN |