Derbeder ve sefilGözleri... Ne kadar manalı ve yeşil Bilmem ki akıl hangi gün için kefil Hal bizar, ten yorgun, iz’an derbeder ve sefil Hangi urbayı giyersen giy, kalbi hassasiyet yoksa cazibe hakikat değil Her... Lahzada Hayale dalma Hicranla geçen günlerimi sorma Acılardan tutunma, her göz yaşına kanma Ne kadar hak ve hakikatten uzaksan, zan içindesin unutma Zan ve ön yargı ne huzur, ne saadet bırakır gönüllerde nafile yere aldanma Hiç bir insana insan sıfatı atfetme, her insan zafiyet ve hata yapma zayıflığı vardır abartma Şimdi... Pencereden bakarsın Ne kadar yalnız olduğunu anlarsın Her aynaya bakışında ah edip, susarsın Solgun ve yorgun arzuların peşinden gitmeyi bırakırsın Kulağına gelen bir tınıyla yeniden hayallere dalarsın, bir müddet sonra gözlerinden akan yaşla yazarsın Onlar... Hep firkat içinde yaşarlar Suskun geceler misali hiç ses çıkartmazlar Fecrin en güzide anında ellerini açarak duayı semaya bırakırlar O ana refakat etmek, refik olmak için nezaketle akar gözlerden yaşlar Çaresiz bakar nazarlar, ne kadar temaşa etseler ve şahit oldukları ayetler dedir umutlar Vuslat ah ne derin bir sürur, nasıl bir büyük onur, aklın, marifetin, hikmetin, azimetin ve irfanın sabrın dadır ufuklar Mustafa Cilasun |