BENİ ARAMA
Beni arama
Bildiğim tüm kentlerden çekip aldın gölgeni Bir tabut ağırlığında geçip gittin ömrümden. Uçurumun ucunda savrulurken düşlerim Mektuplar yazıyordum bilmediğin vefaya Güneşi içmiyordum,içim balçık çukuru Dönmek denen eyleme kefenler biçiyordum. Bir karanlık gece gibi sevdalandım sabaha Uykumda bahar oldum,seni çoktan unuttum. Şimdi beni arama,mayındır bütün ömrüm Birde şunu unutma,adın neydi unuttum. Necla Bektaş |
Birde şunu unutma,adın neydi unuttum.
Necla Bektaş
Şiir tahlili yapıp da, ukalalık, çok bilmişlik yapar gibi değerlendirmede bulunmak istemiyorum. Şiirinizi okuduktan sonra aklıma ilk geleni söylemek istiyorum. Dedim ki kendi kendime : '' Adın neydi unuttum... '' mısrası, daha doğrusu cümlesi kadar çok daha ağır bir cümle var mıdır?
Resmen tek kurşunla işi bitmiş.. Kimse de o kişinin yerinde olmak istemez. ( bunu derken, ben tabi şiire göre değerlendiriyorum, yani kurgu da olabilir, gerçek de. Şiire göre sadece)
''Sıralıyor, sıralıyor, yazıyor, amma da zaman harcıyor. Zahmete değer miydi? Adamı zaten mars etmiş. Adını unutmuş ya... Bundan daha büyük bir laf mı olur? ''
Bunu da dedim içimden. Sonra dedim ki, '' yok.. dili öyle demiş ama, unutmamış, bir kızgınlık sadece. Kızgınlıkla söylemiş. Öyle olmasaydı, niye kafasını yorsun ki, yazmaz ki '' adını unuttum.. '' demez ki..
Unutulmamış kısaca... Unutulmaz ki.. Kızgınlık sadece. Niye yer verelim ki, hayatımızda da, şiirlerde de yer filan verilmez böylelerine.
Bu yorumum da böyle olsun :)
Sağlıcakla.