FOTOĞRAF
İyi grünmeliymişim ben…
Her şeye rağmen; daha iyi görünmeliymişim. Öyle söylüyor görenler... Bu fotoğrafta; mutlu görünmeliymişim; mesela…... Ve her şeye rağmen dik durmalıymışım. Satmalıymışım anasını dünyanın. Bana ne demeliymişim... Amaaan sende; geç gitsin... Neme lazım demeliymişim. Gülüp geçmeliymişim, sadece kendi mi düşünmeliymişim. Mesela; Kim ne derse desin; hep susmalıymışım… Yaşamak için, tabii olup; itaat etmeliymişim. Susarak; Eğmeliymişim başımı… Daha çok, daha çok, daha da çok çalışmalıymışım yaşamak için. Hey!!! kardeşim!!! Ben , bütün sevgilerimi; yüreğimden damıtarak sundum evdiklerime… Katıksız, saf ve tertemiz... Lakin soluduğum havalar çarptı göğsümü… Yaralandı, kanadı yaşarken… Şimdi kabuk bağladı… Büyüdükçe; büyüdü içimdeki itaatkar ve korkak çocuk… Bilesin ki; Yaradan’a değil; kullaradır isyanım… Şükrüm şaha kalkar yüreğim de… Hamdü senalar olsun ki, şimdilik sağlığım yerinde. Lakin; İşte bu fotğrafta!!! Süt ve çay dağıtan bir adamın ilenci vardır. Patronum diyor ki bana; Ellerim çok işlek ve tereddütsüz olmalıymış. Daha çok kazanmak için değil; daha çok kazandırmak için çalışmalıymışım. Yorulmadan dinlenmeden; On saat, on iki saat ve hatta on beş sat çalışmalıymışım. Günde bin çay dağıtmalıymışım. Hey!!! kardeşim!!! Bir ateş yalımı ve bir utanç değil vucudumu saran… İşte benim hallerim ve işte benim ellerim. Kızıla boyanmış parmak uçlarım. Çatlamış, yanmış, kırışmış, kabarmış kaynar sulardan. İşte bu parmakların köpürttüğü suları yudumlarım. Bu fotoğrafta; Bir adamın ilenci dağılır parmak uçlarında… Hey!!! kardeşim!!! Mahkemede durur gibi durma öğle. Asma suratını; bin parça… Geçtiğimiz yollar kapansa da; Yeniden çiçekleri ayartalım bu kahpe hayata karşı. Yeni baharlar getirelim. Boy versin caddeler de laleler. Küsmesin yaprakları dallarına… Yeniden filizlensin tohumlar, dursun toprağa.... Hey!!! kardeşim!!! Tütüne keşmiş dudaklarım soldurur teni mi… Şimdi ben bir köleyim ya; ilençler taşır ellerim. İsyandadır ruhum; köleliğe karşı. İşte bu fotoğrafta acılara eyvallahım ben. Gördüğün gibi dik bakıyor içimdeki insan… Lakin beş vakit yüreğime düşüyor damlalar… Yazıyorum kahvelere sıkışan benliği mi. Hüküm giymiş gibi; ateş ve su… Yakar elleri mi… Ekrem SAYGI 30.03.2017 |