Ey sevgili
Mecburiyetim doğan şafağa değil sanadır sevgili
bir kül güle dönmüş hep bülbül gözyaşlarıyla yanarken gölgeler prangalar içinde yürümekte hasretin zindanında esaretim sen diye yazılmış bu doğan şafağa sevgili şimdi sen gel öyle bir yazıp anlat ki bu aşkı kelebeklerin ömrü uzasın aşkla hasret duraklarında şimdi sen gel öyle bir yaşa ki beni doludizgin duygularla karanlık lal olsun tüm geceler örtsün günahları gözlerimin önünde bir perde baktıkça susuyorum gönlümün içinde bir sevda hasretiyle uyuyorum sen sevgili gönül perdesini aralayan bir sır’’sın gönül semasında usulca ışıldayan eşsiz bir aşksın eşsiz bir aşksın sen yüreğimi hasretiyle saran çağ yangınlarıyla uslanmadan beni sınayan bir sevda bir kıvılcım misali ateşe dönüştü sevdamız hasretçe hasretin yangını saklı benim yüreğimde sevgili |