2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
568
Okunma
Saçlarımı üç numaraya vurdukları zamanlarda
Rahmetlinin diktiği zeytinlerin altında oynardım
Sen annelik yapardın küçüklerine
Fırsat buldukça değirmenin oraya koşarak
Eşlik ederdin ateşböceklerinin dansına
Birbirimizden habersiz Tepe-an köyünde
İki küçük ben biraz daha küçük!
Sonra gittin birden
Yazılan yaşanmalıydı,yalnız
Değirmen hala orada,yıkık
Ateşböceklerine eşlik eden de yok
Kurbağalar bin pişman seni korkuttuklarına
Şimdi uçurumun kenarında bir kez daha
Mart !
Ucu göründü nisanın
Toprağa düşüp portakal çiçekleriyle
Akdeniz’in serin sularına götürülmeyi bekleriz
Nisan yağmurlarıyla
Yüzündeki fındık tozunu,elindeki fındık yeşilini yıkamadan sen de gel…
Lâ lâ lâ
5.0
100% (3)