NAR-I LAV
NAR-I LAV
Düşün ki bir dünya var, Uzaklardan uzak, Ama çok yakın, Bir hayal gemisi ile istediğim an, Oraya yol alıyorum, Mutluluğun ötesi orada gizli değil, Apaçık orada, Hayat tebessüm ile, Yaşa mutluluğu diyor yaşa, Doya doya doyasıya yaşa, İstediğin kadar, Hatta istemediğin kadar, Yaşa diyor yaşa, … Bir kuş görüyorum, Ve ona soruyorum, Bu mutluluğun rengi nedir? Gülümseyerek diyor ki, “burada ki mutluluğun rengi, al yeşili turkuvaz” … Bir bakıyorum umut, Hep olumlu, Sonucu hep olumlu, Biten umutlarda, Burada, Umut et, olmasını istediğini, Umut et, Git gidebildiğin en ötelere, Hatta yıldızlara bile, Yeter ki umut et, Yeter ki iste, Güneş ay, ay ise güneş olsun, İste, istediğin her şey olsun, her şey, Az ötede bir taş görüyorum, Ve ona soruyorum, Bu umudun rengi nedir? Gülümseyerek diyor ki, “Burada ki umudun rengi, Ayva mavisi, eflatun,” Birden aşk alabildiğine, Kaplıyor bütün her yeri, Sonsuza dek, Yaşanabilen, Mutluluk bezenmiş, Hep kavuşulmuş bir aşk, Bu uzak diyarda, Nereden geldiğini bilmediğim, Bir ses, diyor ki; “Yaşa yaşa istediğin kadar, aşık olduğun ile, Aşkın hiç bitmesin istersen, hiç bitmesin, İstersen ölmeyen aşkları da, yeniden yaşat, En mutlu biçimde, istersen,” diyor. Bir ağaç görüyorum, Ve ona soruyorum, Bu aşkın rengi nedir? Gülümseyip diyor ki; “Gül pembesi kar beyaz,” Acıyı merak edipte, Bir buluta soruyorum, Yok diyor yok, Burada ona benzer bir şey yok, Daha önce öyle bir şey duymadım, Söyler misin acının rengi nedir, Diyor bana, Ben ise üzüntü ile cevap veriyorum; Elem karası nar-ı lav, diyorum, Elem karası nar-ı lav… |
Kutlarım…
……………………………………Saygı ve Selamlar…