Bazen Gitmek İstersin
Bazen gitmek istersin
bir kendin, bir de hayatın elinde kalmış son kalıntıları. Bir türkü sarmalı sonra kulaklarını, güftesi martılara ait.. bestekarı deniz olmalı.... Boynunda, Menşei sukût olan kırmızı bir atkı.. adımların özgür, rotan istikametsiz. ve ellerinde yaftalanmamış beyaz günler saklamalı.... ..... Bazen susmak istersin, şu tıynetsiz keşmekeşliģe inat... avazını meşrebi ihanete kurulu, çarkının çomağı çoktan çatlamış, şu pişkin bir yosmayı andiran hayatın yüzüne yüzüne savurarak... En büyük sadakattir belki, Aşk hatrına, sevda uğruna, umut adına, sesini icine sabitleyip, günyüzü görmemiş dizelerini bir yumru gibi kursağında tutmak... ........ Bazen ölmek istersin, zihninde taş plaktan süzülen "agora meyhanesi" Zaman, becerilmemiş günlerin en eskisi en bakiresi.. henüz süt dişi dökülmemiş sevdaların... Vefa desen Sadri babanın bir filmde ağladığim repliği.. Dostluklarda taze menengiç kokusu.. sözleri çalınmamış günlerin ortasında Pürtelaş vakitlerin tam aksine Hayat, segah bir esere aheste aheste eslik eder gibi.... Ki ecel kamburuma yüklenmiş şiltelerin belki de en hafifi... ........... Bazen gitmek istersin, çok ca yürek yemeli gidebilmek için belki.. Zira bilirim, Gidersem bir daha geriye dönmeyecigimi... |