Çölleri Uyandıran Nisan Yağmuru
-Kutlu Doğum Haftası Anısına-
I. Bölüm - Çoraklaşan Kalplere, Nisan Yağmuru İner Hak daveti ayan beyan Kâbustan kalk! Haydi uyan! Hakikati göremeyen Hiçliğe avare gider ********** Yollar türap çıkmazı! Seller ummandan habersiz, gemilerim rotasız Buzula dönen cemreli suların bestesiyim notasız Kâinatın gözyaşı, Hâ/Mim Vav bulvarında Kandil rüzgârları boynunu bükmüştü Bahira’nın Karaya demir atmış gibiydi kirpiklerin avazı Cibril yağmurları seslemeden Sulu sepken kırkikindi sularında Gölgesinde sağanak bulut titremesi Hira’nın Elif yazdık kalbin okyanusuna eslemeden ********** Kâinatı halk etti, Gül’ün aşkına Rabbi Cümle bahtiyar etti, seline revan kalbi Toprakta uyuyanlar, bu yağmurla uyandı Sürgünün yaprakları, gül rengine boyandı ********** İns ve cin fitiline, bandırılan yağ O’dur Pervane yürekleri, yandıran çerağ O’dur Sesiyle şereflenen, ses naraya dönüşür Şefaatini çekse, kul çıraya dönüşür ********** Kararan gönüllerde, düş yanar, hayal yanar! Islanan gönüllerde, ateş sönmez, gül yanar O’na endekslenmeyen, gövde yanar, dal yanar! Rahmetler çiselerken, Arabistan çölüne Zahmetler başlamıştı, dost bağının gülüne II. Bölüm - Firaklaşan Kalplere, Nisan Yağmuru Siner Seven kalpte, dilde sohbet Ayan beyan yâre gider Sevilene yoksa rağbet Ciğer pare pare gider ********** Teller mızrap çıkmazı Çöle teşrif edince muştulu yüz, kalplerde başlar sürur Yağmurlar hüzün sever, topraktandır nefesleri Suların rengini yazmaya kalkan kalem yorulur Kirpiklerde sembolleşir göllerin tanda ayak sesleri Nutkum tutulur anla/tamam, hiçlikteki ikazı Toplarken gece yıldızları, ellere düşer alkış Yokluğun perçemi iz bırakır yüzlere Adını fısıldarken kanadı kırk yerinden kırık kuş Cibril’in rahmet yağmuru olur hayat verir cüzlere ********** İki cihan güneşi, gönüllerin tabibi Kimsesizler kimsesi, ümmetinin sahibi “Ümmetini kaygıdan”, hüzünlere bulandı Pervaneler nurunun, ateşine belendi ********** Yolumun kesiştiği, ova O’dur, dağ O’dur Gönüller otağında, sohbet O’dur, koğ O’dur Anmayınca bedenim, gergin yaya dönüşür Yüreğim hiç onulmaz, bir yaraya dönüşür ********** Sana doğru gitmeyen, ayak yanar, yol yanar! Arı çiçeğe küser, petek yanar bal yanar! Ferhat dağa pes etse, külünk yanar, bel yanar Hayalinle dönerler, nuruna pervaneler Şefaate kanarlar, miskin masumaneler III. Bölüm - Kuraklaşan Kalplere, Nisan Yağmuru Banar Durdur hikâye talanı Yaşat bakaya kalanı Bozmak için Hak planı Huy edinen kora gider ********** Çöller serap çıkmazı Buluttan bir hırka sarmış gökyüzüne, kanıktık Esrik pervaneler devrana çıkar Ha/Mim diye izarına Ram olur nuruna âyîne-yi âhseni takvimin Prangalı diller anlatamaz, sular üstü enkazı Gül renkli şafaklarda k/anarken rüya Yâ/Sîn Hâ! Ölü düşlerin pazarına Esfeli safilinde sallanırken dünya Örümceklerin örgülerinin öyküsüne tanıktık ********** Cemal’ine mazhardı, Allah, dedi “Habibim Hatırına yarattım, sensin halkta sebebim” Levhi Mahfuz sırrıyla, şairane sultandı Kelâmullah nuruyla, âlemler aydınlandı ********** Maveradan güllere, bahçe O’dur, bağ O’dur Muştulu gönüllere, yaşanacak çağ O’dur Gül kokulu yolunda, günler aya dönüşür Menzil hana dönüşür, han saraya dönüşür ********** Mermere kirpiklerden, yaş damlar, cemal yanar! Her gece şafaklarda, mehtap yanar, sel yanar! İsminden mahrum kalan, kulak yanar, dil yanar! Gül kadrini bilemez, külden öte yanmayan Kor ateşe yaslanır, serapla uyanmayan IV. Bölüm – Berraklaşan Kalplere, Nisan Yağmuru Kanar Ömür biter, kulluk bitmez Istıraba sabır yetmez Akil olan isyan etmez Çağrıldığı yere gider ********** Kullar mihrap çıkmazı Bir nefeslik aşk ararken ölümcüller tekkesinde toyum Yazamadığım sözler var, tamamlanmayan cümleler heyhat Nasıl hitap etmeli bilemiyorum bitap dillerle Aşka hicret başlar çeşmelerden içerken abı hayat Hıçkıran nehirler bulanık akarlar değişmez yazı Ey Feleğin aynasında kanamadığım suyum Senin nehrine saldım biçare ruhumu akdinde Zamanın sehpasında hükmüm bitince sellerle Heveslenirim kuşlara kuşluk vaktinde ********** Müşriklerin dilinde El-Emin’di lakabı Tayyi zaman yaparak, olabilsem ashabı Gül O’nu taklit eder, kokladığım ondandı Dünyaya teşrifiyle, bir insanlık uyandı ********** Dünya denen kozamda, tutunduğum ağ O’dur Müminlerin gönlünde, kurduğu otağ O’dur Nur’una dalan gözler, bir deryaya dönüşür O deryadan her katre, usareye dönüşür ********** Dokunsam hayaline, parmak yanar, el yanar Sular ummana küser, Delibal’da çöl yanar Gül dalına konmadan, şakıyan bülbül yanar! Sürçü lisan ettiysem, hoş gör Ya Rab! Af eyle Nisan seli aşkına, Vav’a döndür saf eyle Celil ÇINKIR - DELİBAL |
ibretle okuduğum bir mükemmellik.
tebrikler ve saygılarımla.