Geçmiş Zaman Olur Mu Ki !
Ve uzun bir geçmişi vardı acıların
geçmişte değil gelecekte başlayandı sandığımda sakladıklarım Annem beyaz gelinliğini hiç çıkarmazdı üzerinden rüyalarımda Yüzündeki gelincikte gülümsemeler uçuşurdu kan revan- kan revan bir aşkın hatırasıydı zamandan arta kalan Saklıydı büyüde kan ve uçarı kuşların kanatlarındaki vuslattı güne yazgılı gül kanayan ! O bilmezdi... Neyi bilmediğini de bilmeyen yalın bir kuş ağacıydı cıvıldayan! şarkılar taşırdı gamzelerinde baharlar , her bahar tomurcuklanırdı çocuk göğsünün goncası ve o yeşil yapraklar nedense hep benim göz yaşlarıma denk gelirdi ağlamaklı zamanlar, yıllanmış saatlerin tıkırtılarında canlanan o eski hatıralar ! “Eski” ne demek diye düşünürken dizelerin izleğinde yazgı Anılara yakışmaz demişti iç s/es kreşendo bir hayal kırıklığı olmalıydı az önce kırılan vazo Güller ve su Islak halıda anı Eskir miydi hiç Uzaklaştıkça yakınlaşan dostlara benzerdi anı sandığım ! Aldandığım sancılı geçmişin izindeydi kan kırmızı göz yaşlarım Öpücüklerimi dağa , taşa, ormana ve en çok güvercinlere bıraktım ! Yok sayılan her şeye el atmışlığım vardı sanırım “Hiç” olunamayacağını bilerek yürüdüm zaman içinde Ellerim ceplerimde Parmaklarımı bıraktım ben dokunduğum her şehirde ! 15 Mart 2017 Çarşamba |