’Ninni bebek, Uyusun da büyüsün.....’ Kayıp gençliğin ardından savrulan kahkahada gizlenir Hayatın acı gülümsemesi Hayat mayhoş bir elma tadıdır aslında Aslı Kerem’e yabancı-yabansı bakar Kimse bilmez,bilmeyecek ! Kekremsi kokular doldurur İçin/n/m/iz/de/ki kının hançerini Matruşka cinayetlerde saklıdır ninni ! Doğurulmayı bekleyenler girer Sıraya tek tek Öldürülmek de sıraya tabiiidir Kimse bilmez,bilmeyecek ! Ruh kendini bırakır boşluğa o mavi bahçelerin Yalnız saf beyaz ışıltısın/d/a -yüzünü bırakır ! aynalar kırık leblebi tozunun tadıdır sayrılık ! Gök/yüz/ler/iniz/deki yıldızlardan hangisinin en önce akacağı Bilinmez O maviye O derin g/ize Denize… Oysa Karanlık esaretinden kurtulacaktı,kurtulacaktır ! Adam asmacalarda asılan adamların gözlerindeki mavi renk ahenkli bir denize akacaktı/akacaktır ! Şah şahit ! Ziyadesiyle piyonlarda garip bir davet /iyelik heyecanı ! Nar darmaduman! Nar kırmızı ! Al incili kaftanda ahenkli deniz ışıltısı Renk verilecek ruhların akıntısı sızısıdır işgâlci yakamoz Akacak yıldız.. Ölüp, öpüp dirileceksindir sonrasında... Her şair her şiir kendi adlarını,adını andığında İttirsen açılacaktır sanki o kapı Beyaz, doğacaktır boşluğa , Toprakta yediveren güller, Ve o deli rüzgar esintisi atların yelelerinde yitik Doğurulmayı bekleyen çocuk.... Elbet doğacaktır bir gün Destansı bir yalnızlığı kutsamaya ! Hepsi aklındadır aslında.. Bekleyecektir Başka mavilerde,başkaları. Yanlış zamanların, yanlış saatlerde/n okunduğu bildik zamanlardan gelecektir tanrı Yitirdiklerim,yitirdikleriniz ve yanağımdaki-yanaklarınızdaki iz hayatın gamzeli ninnisi tufanda sığındığımız devasa ağaç kovuğuysa sessiz ve ninni/siz… Hatıralar Beyaz zambaklar Yüzümüzde izi kalmış sağanaklar Hepsi hepsi aklımda,aklınızda… geçmiş saklanmak ister Düşmek ister Gözlerin boşluğuna... Oysa gözlerin bazısı yeşil bazısı mavi.. Kör olmuştuk ya hani.. Hepsi sahici. Kuşlar gibi Gerçek yalanlar gibi… Berrak,sarı ve hatta rengahenk bir boşluk şimdi Kuşlar durmadan ölüyorlar herkese, her şeye inat Gülümseten esrik bir şarkı fısıldıyor kendini, gammazlıyor umudu kulaklarıma... Kulaklarımda bir eski zaman hikayesi Taş yollar Bir başına söylenilen türküler Bir korkuluk martıları kovalayan Şair. Hepsi hepsi hatırımda,aklımda… Gölge yiterken öğle sıcağında Tabanca şakağında Tetikte tetikte zaman Suçlusun Ardına saklanacağın kendi gölgen yok sarı soğukta Ne gecenin karanlığı bekler seni Ne gündüzün can alıcı sıcak salıncağı Ne bir yanılsama ne bir yankı çınlayan dudaklar/ın/da Gölgesi sessiz isimsiz ıssız bir çığlıkta... adın uçurumlara asılı Ne ağıt yakarlar sana, ne yas tutulur ardından ! Zamana ! Sadece üşürsün o buğulu aynada ...............................Bir örtü olmalıydı ama yoktu Üşüyecekti hayat bile zamanın kıyısında yalnızlık koyacaktım geçmişin adını ........................ Alt Başlık...... Keşke bir kadın öperek uyandırsaydı seni Rüya/kâbus sanılan gerçekten, gerçeklerden Hayalini kurduğumuz çocuk bahçelerinin salıncaklarında sallansaydık birlikte belki de ilk kez ya da yeniden... Ama bu sefer yenilmeden Sırtımıza dokunan çimenlerin dokunuşuyla kendimize gelseydik gebe, Ölseydik ! doğursaydık ! kendimizi kendimizden...., Unutsaydık... Yeni doğmuş gibi, Kefeni yırtmış gibi, Aşkı anlamış gibi Kargalarla birlikte, Gülseydik Gülüverseydik keşke.... (Bu şiir benim için...Kendime..İlk armağanım olsun...) (28-5-2008--------5-01-2009) . Gülgün Aydın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HİÇ UYUMAMIŞ BEBEĞE NİNNİLER şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HİÇ UYUMAMIŞ BEBEĞE NİNNİLER şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.