MARTI...
Karamsarlığın kasvetli gözlerinde; "denizin kargası",
Balıkçı gırgırı güvertesinde; "yaşamın kavgası"… Şairin aydınlık gönlünün tutulmaz "özgürlük sanatçısı", Mısraları coşturan, dipsiz "duyguların kanatlısı"… Sahilde yürüyen aşığın kulağına hoş bir serenat, Şarabın yalnızlığındaki ayyaşa refakatçidir, heyhat! Alacakaranlığında hayatın, namaza yürüyen imamla dindaş, Ağaran günün ışığıyla, Karşıyaka vapuruna koşturana yoldaş… Sonbahar güneşinde ısınan yaşlı çiftin gözlerindeki ahit, Çiçekçi kızın ellerinde yeşeren umutlu baharlara şahit… Sevinç çığlıkları yükselirken "denizin efendisi"nden, “Yaşıyorum” diyordu insanoğlu, bin şükür en derinden… |