KABUS
KABUS
Gecenin bir vakti kabusun orta yeri yarılı göğsümün solundan sarkıyor ölüm fermanı gözlerim kan çanağı keskin kan kokusu alırcasına burnumun tavan arası öyle ki acıya yenilirken tırmalamışım duvarı dökülmüş yüreğimin sıvası neşterle kesilmiş boğazımdan sızarak akan kan kesiyor nefesimi ve bir öksürük nöbeti dilime geliyor kekremsi bir aşk tadı dikiliyorum kırık ayna karşısına bakıyorum yaralı bedenime kim bilir bu kaçıncı kabus kaç krize direndi bu beden kaç kez artçılara göğüs gerdi yüreğim bütün uzuvlarım ayrı ayrı çürümeye yüz tutmuş bedenim kesilen soluğuma aldırmadan son bir hamleyle çıkıyorum gök kubbeye acılarla kıvrılırken ben daha da küçülmüşüm meğer bir daha dönüp te bakıyorum kendimi görünce aynada acıyor yüreğim ruhani bir törendeyim sanki yaralarımdan akarken kan pıhtılaşıyor üzerinde ve derken bir salavat takılıyor dilime tanrıya hürmeten eşlik ediyor kalp atışlarım |
öyle ki
acıya yenilirken tırmalamışım duvarı
dökülmüş yüreğimin sıvası
neşterle kesilmiş boğazımdan
sızarak akan kan
kesiyor nefesimi