TANIA
zaman gecenin yarısı ve sen haala yoksun
hangi barın kör ışığında göbek tokuşturdun hangi namussuz topal sandalyede oturup hangi sarhoşun zevkine meze oldun hangi otel odasında kurban kesildin ve kaç damla gözyaşı düştü yüreğinin hasret zulasına yine yalanla mı avuttun içindeki çocuğu yine kadere kinini mi kustun yalancı kahkahanla aahh tanıa yarının sabahsız gecesi öfkenin tırnaksız pençesi kaldırımların cilalı yosması sosyalistlerin hatası kapitalizmin utangaç metası lenin’in ağlayan gözü proleter babanın kozmopolit kızı tanıa kaç yerinden vuruldun kaç kan musluğu açıldı ertelenmiş umutların sahipsiz maviliğine kaç nisan yağmuru okşamadı yüzünü ve kaç doğum günü kokusunu alamadın annenin aahh tanıa namustan yoksunların peşkeşi tanıa umudun lekeli güneşi tanıa cehennemin günahkar ateşi yenilginin mağrur bakışı tanıa bir sen bilirsin itilmişliğin dayanılmaz sancısını bir sen bilirsin insanın insana satılmasındaki timsah gözyaşlarını bir sen bilirsin emeğin ve kadın ruhunun namussuzca pazarlandığını yılanı yalanı karanlığa dökülen umutları bir sen bilirsin aahh tanıa sen tutun gökkuşağına sırat’dan düşecek olan sen değilsin yılmaz YANARDAĞ |
kaç kan musluğu açıldı ertelenmiş umutların sahipsiz maviliğine
kaç nisan yağmuru okşamadı yüzünü
ve kaç doğum günü kokusunu alamadın annenin
gerçekleri bu denli başarılı anlatan ve duygusuyla yaşatan kalemi gönülden kutluyorum...
seçtiklerime aldım...
Sevgiler...