için/içimden geçiyor..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir iyot sabahı odamdayım..ıslak ve damlıyor sularım..bir akvaryumun içinde gibiyim..seni izliyorum/seni istiyorum kokuna aşina olduğum dünyanı ki kırılgan bir esneklik var kelimelerinde bir nanik uzaklığında çocuksu yüzün..yüzgeçlerimle camına dokunmak istiyorum..istiyorum burnumun ucuyla usulca dokunmak/sokulmak camına ve geri çekilip, canının acımaması için saklanıyorum değirmenin kuytusuna/karanlık…gözbebeklerim karanlığa alışıktır ama mavi bir karanlık bu kırılgan ışığınla süslenen! ..engin bir deniz düşlüyorum bilmem kaç zamAndır, tek bir deniz düşlüyorum ve özlemiyorum hiçbir denizi..kaçmak ve terk etmek istemiyorum bu akvaryumu umduğum yada bulduğum yer burası ki onca ıslaklık sonrası kaç dalga çarptıysa kürek kemiklerime bir o kadar sırılsıklam olmuşken gövdem, ben bir akvaryumun içinde gibiyim/içinde gibiyim.. gözlerin pus tutmuş anladım ve kirpiklerinin sarnıcından damlıyor suların ki sahi bize ait olan neden bu kadar uzakta? alt dudağımı ısırsan pullarım dökülecek biliyorum, dokunsan kirpik uçlarındaki damlalar suyuma karışacak tuzlu..kafi gelecek ölmeme…düşlerim süzgeçlerimin arasına sıkışmış dudaklarımı kapatırsam boğulur muyum…bir akvaryumun içinde gibiyim ve yüreğimde deniz ki kıyılarında gezdiğim günden beridir bir iyod kokusu tenimin üzerinde uçuşup duruyor..seninle var olduğum..tenine önce..sonra tuzuna teninin ilk alışmışlığım..sende/ kayıp olmuşluğum..sende/vaz geçmişliğim bilmem kaç kez ki su şehrimin karanfili..gözlerini hatırlıyorum..iki deniz taşı gözlerin ki senli zamAnlarda dudaklarım açılıp kapanıyor kısa aralıklarla..solungaçlarım yoruluyor nefes alamıyorum..(içinde kalsam olmaz mı?)..için derin ve ıslak..duvarlarına ve dualarına dayanıp en derin yerlerine inip vurgun yemek istiyorum ki balıklar vurgun yemez deme..aklıma her kaçışında yuttuğum yosunlar kadar şişiyor , senli günlerimin hayaliyle besleniyorum…
(...) Bir şişenin içine hapsedip sesini Uzaklarda… Dalgaların tenini okşadığı kadın Uyuyor iyot sabahlarında Sol göğsümün altında.. Yalan söylemeyi beceremeyen çocukların Yanağının pembesi karışıyor avuç içlerime! İçimden sana şarkılar söylemek geçiyor İçim/içinden geçiyor.. Gaddar ve çirkin sesimle Hiç sorulmamış sorulara verilmiş Yanlış bir cevap gibiyiz şimdi Nerde ve nasıl Olduğumuzun bir önemi yok Kapatıp gözlerini Duygularımı çağırıyorsun En derin yerlerine Islak/ Tutup parmaklarımızı Yıldızlara tırmanıyoruz Ki biliyorsun değişmeyecek Unutmak istediğimiz hiçbir iz… G-özlerini aç Tel tel saçlarımdan çekerek Alıp veremediğin hesapları sor Cevaplar beklediğin bu yüze -içimdengeldi- Bir şiire benzemeni istiyorum artık Yazmadan ve yaşayarak Tekbaşına! Yorulup yalnızlığından Ve kendinden he-ce/he-ce Kaçmanı istiyorum Mısra aralarına ki Yüreğimden deniz geçiyor Nefesini tut ve dal içime Ben ki sevgili; Nasıl sırılsıklam Sana sarılıyorum Bil/emezsin.. (...) |