özlemBazı anlar bir coşku, yükseltir de sesini, Kollarımda sımsıkı, sarmamı ister seni. Gerçekleri boş verip, konuşup deli deli, ‘Ödenmeye değer der’, ‘her ne ise bedeli.’ Kimi zamansa hüzün, ansızın çöküverir, Gözlerimden yaşları, sebepsiz döküverir. Gönül bağımda açan, umut fidanlarımı, Hoyrat rüzgârlar gibi, koparıp söküverir. Bazense boğazıma, takılıp düğüm düğüm, İçimdeki duygular, oluverir kördüğüm. Bakışım donuklaşıp, bir boşluğa dalarken, Sadece yokluğundur, yarınlarda gördüğüm. Eğer senin kucağın, olsaydı benim yurdum, Gözlerim gözlerinde erirken yudum yudum, Unutup tüm dertleri, tarifsiz bir coşkuyla, O kısacık zamanda, ne de mesut olurdum. Bilsen nasıl isterim, dizlerime yatmanı, Sevdanla alevlenmiş göğsüme dayanmanı? Saçlarını okşayıp, seyrederken özlemle, Alnına kondurduğum, buseyle uyanmanı. Ne var ki bütün bunlar, boş hülyadan ibaret, Kısmet değildir bana, senin ile muhabbet. Af umudu olmayan, naçar bir mücrim gibi, Sükûtun mahkûmuyum, süresi de müebbet. Gece-gündüz daima, hayaller kurup durdum, Kendime nice yaman, sorular sorup durdum, Bütün duygularımı söylerdim sana ancak, Sussun diye dilime, kelepçeyi ben vurdum. |