DÜŞME YANARSIN
Meğer “düşmek” fiili ile ne çok deyim ve atasözümüz varmış bizim. Bir hemşerimin sosyal medyadaki grubumuzda “düşmek” ile ilgili paylaşım yapması üzerine aklıma düşen fikir üzerine “acaba buradan ne çıkarabilirim,” diye düşündüm. O paylaşım altındaki yorumlarda kullanılan deyimlerin hepsini topladım. Sonuçta 14’lü hece ile bir şiir, konu olarak da yeni bir; zengin kız, fakir oğlan hikâyesi çıktı ortaya.
DÜŞME YANARSIN Ağanın tek kızını, o gün yolda görmüştü Felek; ağını ona, ne de çabuk örmüştü Eve varınca ilk iş; annesiyle görüştü Dedi “Ana, vallahi, bu kıza gönlüm düştü!” Akşam olunca anne, Bey’e konuyu açtı Adamcağız şok oldu, ağzının tadı kaçtı Zaten geçim derdine, fena halde düşmüştü Fakirlik çekiyordu, öylece büyümüştü Kadına dedi vazgeç; bunlar bize denk düşmez Büyükler durur iken, küçüklere söz düşmez Anne baba o gece; birbirlerine düştü Bunu duyan oğlanın, saçına aklar düştü Günler geçtikçe geçti, oğlanın içi geçti “Bu böyle olmaz!” dedi. Artık, iş başa düştü! Oğlan gitti teyzeye; dedi: “Bahtına düştüm!” Günlerdir düşünmekten; ben kafayı üşüttüm! Açlıktan bitap düştüm; aklım başımdan uçtu Ağa kızını sevmek; sanki kabahat, suçtu! Anlattıkça teyzenin, gözleri yaşla doldu Aniden karar verip, hemen yola koyuldu. Ablasına giderek, durumunu anlattı Oğlandan dem vurarak, kulağını çınlattı Ablası dedi “boş ver!” “derdi sana mı düştü?” Ona laf anlatmaktan, her gün çenemiz düştü Öyle deme ablacım; “İçime bir kurt düştü” Sana ne olmuş böyle; “başına, taş mı düştü?” Sen ne biçin anasın; bak “ne hallere düştün!” İnanamadım sana “şimdi gözümden düştün” Böyle sevdalıklarla; mahvoldu birçok canlar “Damdan düşeni ancak; damdan düşenler anlar!” Bizim aşık oğlanın, hayalleri yan yattı Oturup da yeniden, uzun hava patlattı Düşte gör! Benim gibi; uykularda, düşte gör! Ben düşmüşem yanaram; hele sen bi düş de, gör! Bak görmez misin bacım, bu oğlan halden düşmüş Uzun hava çekmekten, vallahi sesi düşmüş Annesi ikna oldu; teyze ile beraber İstemeye gittiler; Bey, olaydan bihaber Allah’ın emri ile; kızı da istediler Fakat haber olumsuz; tabi ki, vermediler. Bu isteme olayı, köyde gündeme düştü Bunu duyan ağanın; suratı yere düştü Köylüler yorum yaptı: “Bi hırbo daha düştü” Ağa kızını almak; köyde size mi düştü! Bu sözler ağır oldu; oğlanın içi doldu Kendine dert edinip; acılarla kahroldu Günden güne kurudu, sararıp benzi soldu Ettiği beddualar; Allah’a ayan oldu Düşmez kalkmaz bir Allah; sen de, elbet düşersin! Ey ağa! Çektiğimi; fazlasıyla çekersin “Düşenin dostu olmaz!” Sen bunları bilmezsin! İnşallah yakın vakit; sürünürsün, ölmezsin. Fazla zaman geçmeden; ağa çok dara düştü Üstüne hastalandı; ele ayağa düştü Pis kokular oluştu; vücuduna kurt düştü; Ona yaklaşanların, kokudan burnu düştü Kızını sorarsanız, birine sevdalandı Onun tüm sözlerini, gerçek sanıp aldandı Bir hayalin peşinde; büyük tongaya düştü Köyden kaçtı şehire; kötü yollara düştü Bu haberle oğlanın, kalbine sızı düştü Gerçeği öğrenince; omzu yanına düştü Eşekten düşmüş karpuz; gibi birden mahvoldu! Artık dönüşü yoktu; hayaller suya düştü Yüreğine düşen bu; derdin çaresi yoktu Yaşamak azap oldu; artık gayesi yoktu Bu acıdan kaçmanın, çıkar bir yolu yoktu Onu anlayacak tek, Allah’ın kulu yoktu Sesini duyurmak için, yüksek bir dama çıktı Bir gün önce kar yağmış, gökyüzüyse açıktı Hava epey soğuktu, damlara kar düşmüştü Üstünde bir aba yok, bir hayli üşümüştü Gözleri uzun süre doğruca ufka daldı Bir anlık dalgınlık! karda ayağı kaydı Büyük bir feryat ile damdan aşağı düştü Onu görenler koşup, üzerine üşüştü Tek bir nefes, nabız yok; düşer düşmez ölmüştü Bir sevdanın uğruna; bir can daha sönmüştü Aslında o an değil; çok önceden ölmüştü Haber çabuk yayıldı, evine şivan düştü Bu sevda burda bitti, çoktan davası düştü! Hikâyesi duyuldu, dilden dillere düştü. Mustafa GÜL (Hamdi) (01.03.2017) |