Öğrenmeye çabalarımArtık... Ömürden Kalan yıllarda Eksik, gedik ne varsa Ezberden tamamlarım, öyle yaşarım Yıllarımı deviren zanna ve ön yargıya nasıl inanırım Ağlarım, elbetteki yanarım, beni benden çalanlardan nasıl hesap sorarım Kalan yılları kar sayarım, kaderim demem, bahaneleri sevmem, avunmaya asla tenezzül edemem öğrenmeye çabalarım Benim... En zor zamanlarımda Bu kadar feryat edeceksen ne yapabilirim Sana kızmayı veya yalnız bırakmayı kendime yediremem Nazarlarım artık anlatmaz oldu sana, sen bu kadar hırsına kapılınca boyun eğemem Alıp başımı gitsem, yüksek tepeler veya suskun sokakları gezsem, sabahçı kahvelerde nefeslensem ne yaparsın bilemem Hiç... Olamadım İstesem de başaramadım Senin kalbini kazanarak yol alamadım Çalıştım, kazanmak için çırpındım, varlık sahibi olmak için adandım Çünkü yıllardır, çocukluğumun en masum anlarını yokluk ve sefalet içinde yaşamak zorunda kalmıştım Her ne pahasına olursa olsun, çalışmak, kazanmak, iktisat yapmak mecburiyetine inanmıştım ama çok yanıldım En büyük varlık birlik ve dirlik için vazgeçilmez olan huzur ve saadeti başka yerlerde arayarak seni yıllarca suskun bıraktım Hep... Güle bakardım Onun masum halinde bir başkaydım Ona ne kadar yakındım, ne kadar zandım Elde etmek için bir fırsatını bulup onu kopartmalı mıydım Acımak, vicdan azabı duymak, hatalardan uzak kalmak şuuruna uzak mıydım Korkular ne zaman yaka mı bırakacaktı, her zaman mı sanık olarak yaşamak haktı nasıl anlamalıydım Mustafa Cilasun |