Aklın Lal Hali
İçimin suskunluk dağları eridi.
Gülen yüzümün ardına sakladığım ağıdım aydınlığa kavuştu. İntihar hiç bu kadar mübah olmamıştı. Ki ölüm beni sabaha erdirmeyecek çok iyi biliyorum. Ağrılarımı gömdüğüm dehlizden çıkarıp Bin acı ile ses veriyorum şimdi çağ yangınlarına. Ömrüm ırmak olup akıyor gözyaşının büyüttüğü bu toprakta. Artık görüyorum geçmişimin Solmuş takvim yapraklarına yansıyan siluetini. Ne kadar kırılsa da aynalarda şiirlerim Adının üzerine mührü basılmış sevgim… Yorgunluğumun sakladığı ruhsal bir depremdir bu. Yamaçlardan savrulan bir ömrün son matemidir bu. Bu susulmuş onca yılın ağıdı, ağlayışı, haykırışı, Adı konulmayan yazgısıdır bu Alnıma sürülen onca kara lekenin tuvalidir bu Biliyorum ait olamadım şimdiye. An ı anlatan hiçbir cümle uyak Düşmedi yaşamsal alanlarıma. Oysa ben vaad edilen toprakların çocuğuyum biliyorum. Biliyorum insanların vaatlerinin ardında durmadıklarını… Yosun tutan bir yalnızlığın reçetesidir bu… mehmed asım tehlikeli aklın itirafları |