mahlasımda düş kırıntıları...bir avlu bu yaşam nefesden dar,kelebek ömrümden az kalabalıktan hafif düser hep o anlar yarım güler aya karşı ,yıldızlar işe gece üşür unuturum gözüm güneş kızılına boyandımı bir kalpin titreyen özgünlüğünü bir benimi düşürdü yahut uykusuz beklemeyimi dar vakte sığmaz nefkun bağırtılar süzülür cakmak taşı giz birikirmi vurur lugatından acıtdımı hemde nasıl irkilirim asla unutumam bir yaranın dokunulmazlğını aynı onun gibi başarım yaralarıma kanıma tuzumu asla feryadı asla akan kanı unutmam hatta unutturamam affet sevgiler baska bahara kalsın derim inan anlarım heceden bozma değil düşlerin göynünden düşenleri viçdansızca ezdirmem kaldırırım aklımın ucuna yetmezse kalpbime dikerim gün senin anlatdığın anda gizli alırım payımı gercek hep bir değilmi sözüm zamansız işe özgürçe af dilerim cekerim ahını yanında dem cekişlerini hatta üzerim gözümde kalan feri yoğururum kendime düşen her kelimelerimi zamansız düsümde yazmam yarin dokunuşlarını sana acılan tüm pencerelerimde aklım ritmim sokak yalnızlığına denk gelsede ben her gün senin acını dinlerim haklısın zincirlere vurulsun bu günahkar dilim neşeden bozma paslı biri deyilim zorsa bana bırak imkansız değil paylasmak bir gün olsun gülerken göreyim hızlı zamanın bi dursun hiç birşey ağlatamaşın sussun göz yakanların fazla düşündürmesin cana kıyanların o anları kendimden alsın bosa gecirdiğim tam anlamsızlıklarımı canım dursun hatta unutduğum önemli dakkaları , , , sığınır gölgem sana takadı kalmamış üzgün bilgimle en cok dar görüslü bir ben hicliğimin elimde bos günlerimde nefsim, dert alamamış küfeyle kendimi sindiririm alır inan başımı giderim,sığaman berki endişelerime bos bir sayfa gibi rüzgara eşlik ederim simdi sen yaz beni kaderim en cıkmaz dertlerinle eyle beni talep hatta vur bir karış demle yont bir ağac gibi düşeyim cürüsün unutkanlığım yansın algılarım , , , hayel etmedikce gercekler ruhsuz kıyım renksiz yollarım camur kusağı gibi yapış, yapış süzülsün gönül cesmem kırılsın musluklarım aksın başı bos kelimelerim ,yansın kalp ilminde haksızlıklarım dağ gibi yüreklerin elinde canım seklini alsın ellerim donsun kanım cekilsin ,gözüm özüne dönmedikce ruhum sırat köprüsünü gecmesin,bedenim darp eylensin sukuta dalan hayatım yerlerde ciğ damlalarında boğulsun yalansa yıkılsın sevgi duvarım, bir sen eyle gönül pencereme affet bir günün sabahında,af eyle gönül sesime sadece sen affet dost,,,,,,,,,,, , , , anla halimden neden kuru kalır toprak ciceğin güzel gölgesinden yüreğinin engin bulutlarında ıslat,dondur istersen ayazında merhametle bakan kus gözünün yuvasız kalmayışlarınla gönül terazinin en gramında tart istersen affet beni bilmediklerimle yargılama özürlü cahil özümle kırma kır kör nefsimle beni af eyle dost... , , , beyaz günümde acar yalnız kırmızı gül bakışlar sesim titrer ah bu derin durgunluklar dağılır yüzümün utangaç cocuğu bakarken konuşamayan o toprak kokusu... , , , |
Kutlarim güzel şiiri...