Felce uğramışYar... Ayrılık deyip geçme Tutku ve hevesi umut bilme Aklı ve vicdanı hiç bir şartta pasif eyleme Felce uğramış bir uzvun için varlığına itibar etme Elbette o uzvun vardır lakin sana derman olmayan efkardır gücenme O seni taşıması ve çare olması gerekirken sen onu taşıyorsun kabul etmesen de İşte akıl ve vicdan pasif olursa ve irade ona uyarsa zannetmek ve ümitlenmek neye çaredir düşünsene O an... Çok sessizdi Derin bir hüzün içindeydi Gözleri nemliydi, nazarını gizleyendi Uzak bir sandalyeden temaşa ederken dikkatimi çekti Mesai artık bitmişti, herkes çekildi ve koridor çok sessizleşmişti Yoğun bakımda yatan hastası için bekleyen bir ümitti, gamı olan vakitti Eğildi, kılıfından kemanı çıkarttı bir müddet öylece kaldı ve sonra aranmaya başladı Artık notaların arasında yalnızlığın ve çaresizliğin efkarıyla yüreğini açan bir sazendeydi Hüzzam bir besteyi icra etmeye başladı, tını her yanı kuşatmıştı, yürekten sökün eden merhamet başkaydı Cehalet... Cinsiyet ayırmaz İnsan olma azmine kapı aralamaz Zan ve asabiyete kanmadan yol alamaz Sevgi ve muhabbeti ruhi ve kalbi olarak tanımlayamaz Oku/anlamaya, emin olmaya, tanımaya gayret edeni anlayamaz Zanneden, ön yargılarla beslenen, içgüdülerine itibar eden, acımayı bilmeyen caymaz Kin ve hıncın, hiddet ve şiddetin, bilgiçlik tanıyan enenin, nefsine ilahlık kapısı açan iradenin sıfatıdır aldırmaz Mustafa Cilasun |