sarirOyun bozanlık yok ey sakit Bahçede roza Sürekte av Bahri muhiti hint de müvellidül ma Suskunun dilinde hamd Sarımtırak bir sima meskun bir reşha çılgınlığıdır Jalelerin yaprağa dargınlığıdır Nurpare olmayan girmesin kapımızdan Nefesini tut sakit Değmesin ciğerine namahremin buğusu Kapat kulaklarını kirli necvalara Çağıltılar duyulsun elvan-ı seba hülasası beyzadan fusul-ü erba güvercinlerinin göğüs kafeslerine şiir olup yazılsın şehir efsaneleri Sen tüm bir halkın öfkesini yut Gece yarısı nöbetlerinde , dağlara haykırarak Vicdanı henüz sağlara haykırarak Hatırla tüm tanımsız acıları Şehit analarının ellerini öp Gözleri yollarda kınalı gelinlerin Gözyaşlarını iç şifa niyetine Susmayı bildiğinden midir sakit Dünyanın bütün lehçelerinde Seni bir lokma hedef sanırlar Yutana kör ağrı olmak içindir Özgür bakışlarınla kentten gidişin Ayağındaki prangalardan kurtulmak için Zincirini dişleyen aslan gibisin Başkasının hürriyeti için susulan hakaretler Sükutun isyandır senin Denizden kana kana yakamoz içer gibi Tuz diler gibi yavan aşlara Yazıklar olsun mazlumun omzunda yükselen başlara Sen yine de susma |