ağyare mahrem
çölde düş avlayan yorgun muhacir
söyle figanının nedir kökeni bilirim sahipsiz kalınca fikir taşınmaz yük olur güle dikeni rutine direnen gövden kan revan yıkılan çadırlar degil yürekler sırtında gezdiğin küheylan rahvan bir gün döneceğin o vakti bekler fecirler , ışığa gebe fecirler firtına sonrası sükunetlerde kumlardan yapılma nice şehirler deprem korkusuyla kof mihnetlerde ciğer yangınının alevi hardır tarumar olsa da ağlayamazsın ki topraklarında ispiyon vardır reşhadan hallice çağlayamazsın sus desem dur desem sana yakışmaz cengin asilini yaşarken sakit yeise kapılan nurla çakışmaz sahici vuslata mühürlü vakit |