Zorlayan SözünüBilmem ki... Ne vakit göreceğim yüzünü Kelamın her cümlesinde bulduğum özünü Sır olan, meraka meydan okuyan,iz’anı zorlayan sözünü Edebin her sahnesinde, hassasiyetin derinliğinde, nezaketin bereketinde bulduğum suhuletini An alıp götürürken, göçmeler her lahzada sökün ederken, dökülen saçlarıma kar yağarken hiç göremediğim tebessümünü Leylakların... Hayalide olsan Hülyalar hissiyatını kuşatsa Cezbine meftun olduğun cemal seni unutsa Kahrın, ahın bin bir payesi sinende yer alsa, sızı yaşatsa Bahtını suçlama, tutku ve beklentilerin için adanma, aklını zanna bırakma Hakkıyla umut inşa edip, sabır ve edeple samimiyet gösterip, aklın ve bilginin gereğini ihya edip hakikati yaşa Bilmem ki... Niçin yüreğim titrer Yadımda olan gönül ne bekler Hüzün ne kadar bereketli fakir halime refakat eder Ruhum hicran içinde hasreti, firkati bir başka edeple terennüm eyler Seni... İçine çeken Bir anafor var Dikkat etmezsen boğar Nice darboğazlar akıl, ilim ve azimle kalkar Yeise düşmek, vehmi beslemek, miskinlik etmek ruhunu yorar Her lahzada yeni bir umut/hayat var, sen sen olmazsan, zandan kurtulmazsan sana kim sahip çıkar Fanilik... Geçicilik adınadır Ona adanmak ise aldanmaktır Hak olan, hakikat olarak akla, kalbe sunulan farktır İnsanlaşmak cehalet ve neviler inden arınmak için şarttır İhlas/takva bilinç ve kalbi hassasiyet, iştiyak ve şecaat için haktır Sevmek, hoşlanmaktan öte, nefsi temayülden beri, ruhi ve vicdani fıtrattır Mustafa Cilasun |