Ürkek serçeler anason dolu bardaklar
Teneke yarım hali
Çığırtkan / Cüretkar
Duvarlara akseden farklı nidalar

Aslan pençesi kolları
Avın yakın sekerat anı
İhtiraslı / Davetkar
Vanilya, Leylak ,lavanta kokulu masalar

Saçlarında mürekkep balıkları asılı kadın
Bir durak sonrasına hazır
Yolcu aceleciliğinde adamlar
Papatya falı birkaç saat
Sitemkar / Günahkar
Etrafa saçılır kırık tabaklar

Sözlerle kaybolur yarınlar
Erkek adamın hem erkekliği
Hem de adamlığı biter
İçimizden geçerler
Sokağımızda yürürler
Rüzgarları nefes kesen hilekar kadınlar

Kapandı heyhat sokaktaki lambalar
Masallardan çıka gelir ejderhalar
İsli odalarda yiter hayatlar
Sisli iklimlerle aramıza sıvışır

Her yasak meyvede
Kendini yeniden yoğuran sağanak dökülür.

Yusuf ile Züleyha
Helal ile haram
Sayılmaz

Bir tutam küldür geriye kalan
Aslı ile Kerem
Söylenmez.

Kırılır hep omurga kemikleri insanlığın
Pazar malıdır insanlık
Tortusu çökmüş ahlakın
Asaletini kaybetmiş inancın
Çöle düşürdüğü girdaplardayız hepimiz

Ve
Habil ile Kabil’den miras kan damlaları
Dökülürken daim beyaz zambaklara
Muhafazakar tehditler başucumuzda
Doludur riyakarlık sayfaları

Ve tekrar eder
Binlerce yıllık
Erkek ve kadının hikayesi
Kimisi efkar der
Kimi de bekar.

Üşür, ısıtır kin de sevgiler de
Dağıtır, toplar kadın da erkekler de

Değil mi sırf bu yüzden
Yağlı urgan gırtlağında insanlığın.


Sinan YILMAZ