Gar Daş Ayırtlaş Yar Baş
GAR DAŞ AYIRTLAŞ YAR BAŞ
Başı ayak, ayakları baş etmek Düşmana; serveti samândır gardaş Budur, lânetullâh peşinden gitmek Demek ki fitnetüz zamandır gardaş Her nefes alışta, nefes verişte İki defâ ölüm yaşarız işte Veremedik, alamadık, finişte Serüveni hayat, tamamdır gardaş Günâhlara keffârettir hastalık Hastalıksız hayat dumandır gardaş Firavun hiç ağrımadı, mostralık Mü’min kullarında imândır gardaş Yetmiş dokuz yıldır kara bahtında Biz kıvrandırıldık zûlüm kahtında Çiğnenler bu gün kendi tahtında Boyuna dolanan yılandır gardaş Derken: Yeter artık döktüğünüz kan Rad’gibi gürleyip şimşekçe çakan Bin dokuz yüz yetmiş dörtte Erbakan Sırtlarından semer alandır gardaş Kaderdir Âllâh’ın muhkem kanûnu Şeytana kul olan anlamaz bunu Tamamlandığında vâkti merhûnu Sûâli: çizdiği pilândır gardaş İlân ediyorlar beldeye, köye Obamanın kurduğu DAEŞ’ diye İncirlikler NATO kapanmaz, niye? Ucu: elindeki kolandır gardaş Bunu diyen ABD’nin kendisi Modelleri; Mısır’daki hin sisi İslâm beldesinde, münkir’an pisi Hadu arığından dolandır gardaş Yaşamı, kuramı dilim söylemez İlâhi düsturu imhâl eylemez Müslüman: cihada, nasıl gidemez? Münâfık geride kalandır gardaş Gönülden gönüle köprü kurumu Güzel ahlâk, yoktur başka yorumu Mükedder perişan mazlum, mağduru Zalimin elinden alandır gardaş Kim ki: kapatırsa gönül gözünü Diken görür artık gülün yüzünü Her kim eritmezse ENE’ buzunu Yaşarken cahime dalandır gardaş Yusuf kurtulmağı bekler kuyuda İzni ilâhiyle arzı mev’ûda Tekbir ile girdi şimdi pusuda Hakkın intikâmın alandır gardaş Düâ müşterek der: Âşık İSLÂMİ Beni unutmayın düâda emi Dûâlemde Bayram Cümüa hemi Rüyetle, bahtı yâr olandır gardaş |