MektuplarO... Masum ve mahzun Sessiz ve rengarenk çiçekler İhmal edildiğinden, sevgi görmediğinden ihtimam ve hassasiyete tabi olmalarına rağmen esirgendiğinden Renkleri başkalaşmış, hali kalmamış, hayat adına ne varsa geriye bırakmışlardı Evin hanımı kendi heveslerinin peşine düştüğü için ve ayrı dünyaların heyecanına talip olduğu için bırakmıştı Neşe ve muştu sunan, feryadını her odadan duyuran ve en samimi bir eda ile başımıza, omzumuza konan kuş yıkılmıştı Atiye karşı mes’uliyet sahibi olan evin babası zor şartlarda çalışan ve boğazından sıkarak artırmaya çalışan hicrandı Yazdığı mektuplar, açtığı telefonlar endişeye sevk ediyor ve ruhi, zihni yorgunluğun eşiğinde sabrederek onlar için direniyordu İnsan olmak ve onun için aklı, iradeyi marifete, kalbi hassasiyete matuf kılmak vefanın, samimiyet ve sadakatin vicdani olan tezahüratlarıydı İçimden... Derin bir ırmak akar Gözlerim hazanın suhuletine bakar Hangi dala baksam hicran vakti açığa çıkar Ağaç metanetin, teslimiyetin, hilkatin vecdiyle kök salar Suyun rahmi olan toprak ruhuma bakar, aklım ve iradem mizanı sorar Vuslat vakti, Araf saati, Berzah müddetini sevgi ve muhabbetle yoklar, ölüm içimde yaşar İ çinden... Geldiği gibi değil İç güdüler ve dürtüler ile hiç değil İnsana düşünmek, doğruyu bulmak zor değil Cahil zanla beslenir, rivayete heveslenir doğru değil Zannetmek, içimden öyle geliyor demek asla bir marifet değil Anlamak ve anlaşılır olmak, aklın/kalbin lisanıyla konuşmak cahilin harcı değil Dolayısıyla kim ne derse desin deme, her yaptığını gerekçe lendir ihmal etme ve yerinme Mustafa Cilasun |