BİR TÜKENİŞ BELKİ DE...
Zılgıt yemiş bir notadan doğan
O gamda saklı arsızlığı yalnızlığın. Sevdanın nedametinde Yüreğin selametinde payidar bir hece Yine aşk’ın zarafeti, Çözülmeyen her imde konuşlu adeta Bir sureden gök kubbeye nakşeden sihri Büyülü rotası manevi bir kazanım iken hüzün: Yaradan’dan aşka meyil, Tehir etsem de yarınları, Umut ve sevdaya dair sızı arda kalan, Kopup da gelmişse hele çok çok uzaklardan Yüreğin ve ömrün fıtratı. Tüm hezeyan bakir bir gölde, Semiren bir ömürde name name, Külyutmaz yetilerinde urgan bir rota, Savsakladığım her günün devrik hürriyeti, Yine bağdaş kurduğum gecenin indinde: Bir O bir de ben nakşeden özlemi, Kavuşmayı dilediğim hangi katresi ise Sadece yüreğin iftarında kabul buyurmuş Sevda denen mecra. Doyamazken sevmelere, Devingen nice nöbette yine ısmarladığım Mutluluğun boyutsuz yalnızlığı: Yürekten yüreğe boca ettiğim Sayısız hücre belki de yalnızlığın batıl tutanağı: Bir serzeniş mi? Hâşâ! Bir tükeniş belki de, Ölümle hayat arasında konuşlu bir rahlede Esir tutulmuşken yürek, Benlikten arda kalan son nükte Yine sevginin serenadı. Çözüldükçe dolandığım, Zaman zaman çaldırmaya da doyamadığım, Bildiğimdense bilmelere geçirdiğim, Mahşerde kavuşmayı dilediğim Adı olmayan sayısız kehanet, Yorgunluğumu çaldırsam demek ise İçin için kanayan korumasız bir rehavet Tokalaştığım hezeyanında ölümün, Aşka ve yeni başlangıçlara delalet bir rota Sadece anmakla mükellef olmuşken ismini, Varsın süre gelsin esaret; Ölümlü bir miat iken Sükûnete duyduğum özlem O bitimsiz terane, Yine ikbalin pervazında tüm hazinem Bilfiil sevmekle iştigal onulmaz rütbem. |
Gönül sesin daim olsun.
Selam ve dua ile.