ÜZERİNDEN İŞGAL GEÇEN SÖZLERKaranlığın ağzında biriken yıkıntı Ele geçirmiş bitmeyen aydınlığımızı Kıyamet kadar vakit varken Bize yetmez oldu telaşa sarılı dakikalar Mümkün mertebe gitmek gerekirken İhtiyarlıktan gençliğe doğru yalansız Bir türlü bitmiyor içimizde kalanlar Yağmurun ayak hep izlerini taşırım gözlerimde Koca gökte yıldız bulamadınızsa eğer Bir taş, bir çiçek bir de kuşlar sarsın beni Düşkünlüğüm aklıma gelir yağmur yıkadıkça denizi Kimileri yaz havalarını çiğneye dursun, tüketsin Düşlerim her sabah kendini güne teslim ediyor Korka korka yaşamak birikirken içimizde Hep acıklı şarkı sözleri oturur bir aşığın diline Oysa ben canlıya cansıza öğrettim adını Yüzünün rengini biliyor gölgeler bile Suskunluğun hırçın gürültüsü dolduruyor bir yanımı Bir yanımı yazılmış kader… Büyük olan, küçük kalan da kimmiş Bir nokta var eder bütün dünyayı Neden ve nasıl bildiğini anlayamadın gitti Sükût yasını tutsun ihtişamlı günlerin Yıkıntılar dolduruyor hürriyetimi bir bir Uzak köylerin feryadı gibi duyulmadım Durgun sulara boyun eğen yüreğimle Kim bulmuş aradığını, kim ne anlamış dünyadan Sormak nafile, bir anlık geçiyoruz, uçtuk yuvadan Her ruha bulaşır, bir illettir yalnızlık Masum çocuklar geçiyor mutluluk ülkesinden Biz bir gönül sonbaharında tükenen alevleriz Elime bir avuç hayat aldım doğuştan Gördüğüm herkeste toprağa düşme korkusu Sesim kayboldu nefesin geçerken yanımdan Ve enkazımı kaldıramaz hicrana tutsak gülüşler Bir canım kaldı onu da al git yanımdan Bir özlem nağmesine düğümlenip Harf harf ona benzetirim bütün renkleri Bir dal koparılsa yerinden, ürperirim Daha gencim kartpostallar gibi kokuyor yaşım Sonunda akşamüstü, ağır ağır geçer günlerimiz, Pencereler yüzünü dönmez öyle her yere Ölüm ancak sözde uzundur yaşayanlara Fakat bir anda olur biter güneşin batışı Meğer ne çok severmişim sabırsız kuşları Her gidişte güneşin doğuşunu getiriyorlar bana Bir özlemden daha büyük hikâye yoktur anlayana Yazılamayan kısmı sarar günlerin kalanını Dudaklarıma sonsuz bir git yapıştı arkandan İstersen ateşler doldur ömrümün kalanına Biz yanmaya meraklı değiliz yanık adamız gülüm O yüzden ozanlar, türküler düşmez dilimizden, Ey sulara düşen yanım, fısıldama kulağıma O zaman kıyılarına yaklaşmayalım denizin Bize neler anlatır kim bilir… Gidelim, sular bir tuzak bildiğin Bense köprüden daha sıkı bağlıyım toprağa 04-05-06 OCAK 2016 . . .DEVAMI VAR... |