HOMER (10)
Aydınlatmak,
vede koruyup Korkudan kurtarmak için İnsanı Ateşi Gökten çalan Promete Adlı Kahraman -Yarı Tanrı olduğu söylenirsede ben inanmam- cezalandırılır 2 Bin Yıl boyu Babası Baş Tanrı Zeus tarafından. Böyle uydurur Mitoloji, anlasın diye İnsan. Sonra, El ve Ayaklarında Pranga sürülür Promete Kafkas Dağlarına. Her gün gelir bir Kara Kartal, Gözü keskin-mi-keskin, Gagası sivri-mi-sivridir, Karın yarar, Promete’nin Karaciğerini deşer, Akşam yer, güdüz iyileşir Ciğer! "- İnsan şimdi Aydınmı, Kardeşçe kaynaştı-barıştı mı bu Ateşin ışığında?" Onu-bunu bilmem ben ama, bildiğim Şey; "İnsanoğlu Unutkandır." Ateşi Gökten çalan, Hayatını İnsanlığa adayan Promete bir-kere-daha cezalandırılır İnsanoğlu-İnsan tarafından. Günler, Aylar,Yıllar, Asırlar geçer Gün-be-Gün değişir Dünya. Homer’in İlyada Destanındaki Yer "Binbir Pınarlı Cennet İda" bugünki Kaz Dağları’nın en yüksek Tepesi Gargara’da Bastonuna dayanmış bir Ak Sakallı İhtiyar; "- Haksızmıydı Ceza, yoksa Zeus’un Gücü yittikçe, bitmişmiydi Etkisi-Süresi?" diye hem yürür-hemde düşünür. Aydınlatmak vede Barış içinde, Kardeşçe kaynaştırmak için İnsanı, Gökten Ateşi Çalan Promete, Karın deşen-Ciğer yiyen Kartalıyla çıkar-gelir böylece birgün Gargara’ya Masal bu ya; "- Ateş?" diye sorar İhtiyara; "- Barutu-Dinamiti buldu Bilge, Silah-Bomba yaptı ve Rakiplerinin üstüne Mermi-Raket-Gülle olarak attı. Senin yüzünden, Katil oldu, öldü Yüzbinler!" "- Ya Aydınlatan Işığı?" "- Daha çok-ucuz, daha çok-temiz Enerji diye Işığı Parçaladı İnsan, böldü Uran’ı. Açığa çıkarttığı Atomu ile ulaştı Sonsuz Enerjiye. Döndürdü Türübünleri, Paraya-Para kattı artık, senin yüzünden aç-Sefil kaldı İnsanlık. Sonra bu Atomdan Bomba yaptılar. "Barışı kuruyoruz" diye Hiroşima ve Nagazaki’ye attılar. Zehirli Radyo-Aktif-Şuası ile öldü suçsuz Milyonlar! Birde 1986 Yılkında patladımı bir Atom-Enerji-Zantralı Ukranya, Çernobyl’de... İnsanlar yine uyanamadı. Japonya Fukishima’da 2011’de, Sel-Su-Sunami-Zelzele, birkaç Atom Enerji Zantıralı daha patladı. Deniz, Doğa ve İnsanlık, katledildi yazık!" "- Ya Isısı? Hani koruyup-kaynaştıracaktı İnsanı?" "- Suyu ısıtıp Buhar, Buharı Piston içine koydular, ittiler bu Kuvvetle Makinaları, Emek Gücünü sömürüp Köle olarak sattılar. Zengin oldu-olanlar, senin yüzünden çoğu aç-sefil kaldı İnsanlar," "- Peki Bilim-Us, İnsanlığın Onuru?" "- Ha, o mu? Petrol bulundu, oda unutuldu. Bu Kara Yağı yaktılar, sıkıştırıp Çelik Silindir içinde patlattılar, Pistonu bu Enerjiyle ittiler-döndürdüler, ulaştılar Halkı Fakir, Toprağı Zengin Ülkelere, "Yardım ediyoruz" diye, ezdiler-sömürdüler. Senin Yüzünden Kul-Köle oldu İnsanlık!" "- İlim-Bilim-Medeniyet-Teknik?" "- İlkin Uçağı-Pervaneyi keşvedip, Göğü feth ettik. Sonra Füze, Uzay-Labor, Satalit, bastık Ayak Ay’a, Jüpiter’e gittik, ulaştık Mars’a, Venüs’ün Resmini çektik. Falan-Filan-Feşmekan, kontrol ediyor ordan İnsan Oğlunu İnsan." "-Özgür değilmi şimdi İnsanlar, Eşitlik ve Medeniyetten anlamıyormu onlar? Niçin Dört-Nala, Dolu-Dizgin koşmazlar, İnsan Olmaya?" "- Anlayanlar var..." diye İhtiyar İç çekti; "- Günün birinde YASEMİN Yeli esti Kuzey Afrika’dan, hemen ardı-ardından Yangın çıkarttılar, Körükle gittiler söndürmeye. Yalan ve Safsatadan. Benzin-Yağ döktüler üstüne, Söndüreceğine, "Söndürüyorum!" diye Terörist-Ayırımcı-Dindar dediler Birlerine. Halk Oyuyla seçilsede; Mısır’da-Musi, Irk’ta-Saddam, Libya’da-Kaddafi... giden-gidene." deyince, Hiçbirşey anlamadı Promete, ama yinede sormadı. "*- Ya Baş Tantı Zeus, diğer Tanrılar?" diye sordu Gözü keskin-mi-keskin, Gagası sivri-mi-sivri Kara Kartal; "- Onlara inanır senin gibi Kuş Kafalılar!" deyince İhtiyar, dayanamadı bu Küfre Kartal ve hiddetle uçtu, kondu kuvvetli Pençeleriyle, kızarak tekrar sordu; "- Ya Baş Tanrı Zeus, öbür Tanrılar?" Benzi sararan İhtiyar, Omuzundaki Kartalla, korkudan titreyerek şöyle Cevap verdi bu Soruya; "- İsmi çeşit-çeşittir, ama Tek’tir. Mitolojik Tanrı değil, "Yaratan" dır şimdi onlar. Her Dinde de bir Temsilcisi var." diye evirip-çeviren ve geveleyen İhtiyarın Ak Saçına bir Gaga attı Kartal; "- Be İhtiyar!" Nerede oturur bunlar?" "- Biri Petrol Zengini Saud-i Arap Kırallığında, diğeri Roma’da Vatikan, Papa. Kudüs’te İsrail Oğulları, Wall-Strett Amerika’da, Çar olanı Rusya’da, Hindistan’daki Buda, birde Çin’de Tibet var." Gagası sivri-mi-sivri, Gözü keskin-yuvar, Çelik Pençeli Kartal da anlatılanlardan hiç-bir-Şey anlamadı; "- Promete!" diye devam etti İhtiyar Sözüne; "- Ne Cezan yaradı sana, nede çaldığın Ateş İnsanlığa! Kamaştırdı Gözlerini bu Işık, senin yüzünden Kör oldu İnsanlık!" Sonra? Sonrasını hiç sorma! Promete Gün-be-Gün Karıştı İnsanlar arasına. Böylece İnsan oldu, İnsan olarak başka bir Ateş buldu, Adını "Byt" koydu. -Bit okunur ki- Bilgisayar denen Ateşli Kutunun en küçük Birimidir; "- Bilgesiyle İnsanlığı Aydınlattı!" denir. Ya, Karın-deşen, Ciğer-yiyen, Gözü keskin-mi-keskin, Gagası sivri-mi-sivri parlak Tüylü, çelik Pençeli Kara Kartala ne oldu?; "- Ha! O mu? Onunda Karnını yardılar, kokmasın diye Sirkeyle yuğup-yıkadılar, Tuzladılar-yağladılar, Balmumuna daldırdılar, tıka-basa içine Pamuk doldurdular ve Yoldaşları ile Atina Olimpya Dağı Tepesi Eteğinde Antik Çağlar Müzesine koydular!" |