Sis sen ve ben
Sis sen ve şiir
Sislerin içinden güneşe doğru yürüyorum sen de ordasın hayal meyal görüyorum seni sonra bir dalda tünemiş iki serçe görüyorum uçmak istiyor biri uçamıyor sonunda düşüyor yükseklerden say ki o benim yaralı yüreğim orada öyle duruyorsun anlamıyor musun şiirlerim kanıyor canım yanaraktan kalbine girebilmem için benden vize istiyorsun öz yurduma benim öz yurduma yasaklar getiriyorsun oysa yasakladığın ben bir zamanlar peşinden koştuğun ben şimdi sen çok uzaklarda virgülsüz noktasız bir cümleyken dönemem ki sana aramızdaki o sis kaybolmadan mümkün mü buluşmamız uzattığım ellerim boşlukta belki bir asır önceden halâ ilk günkü gibi yaralı sislerin içinden güneşe doğru yürüyorum sen de ordasın aşk kement olmuş bağlanmış ayaklarına oysa ben senden sevgi istiyorum artık geç desem de aramızdaki mesafe bir adımlık aylar birbiri ardından geçiyor her aydan o ayın çiçeklerini topluyor kitaplar arasında kurutuyorum tek yaşattığım canlı tuttuğum çiçek giderken bana bıraktığın hüzün çiçeği bir tek senin bıraktığın hüzün çiçeği diri onu göz yaşlarımla suluyorum haykırışlarım hıçkırıklarım herbiri kanayan bir şiir olup karışıyorlar ses dalgalarına yankı yankı bana dönüyorlar sislerin içinden bir yol bulup güneşe doğru yürüyorum farkediyorumki artık orda değilsin avaz avaz ağlıyorum niye niye diyorum tam da Tanrıdan icazet almışken daldaki öteki serçe de düşüyor güneş doğuyor doğuyor ama bir yandan da kar yağıyor işte öyle bir gün bense köze düşmüş kelebeğim uçmak istiyor uçamıyorum bir günlük ömrümü sana adamışken sen orda yoksun şiirlerim yanıyor 12/Ekim/2011/Çarşamba/Bodrum Yüksel Nimet Apel |
Yüreğinize sağlık…
………………………….. Yeni Yılda Saygı ve Selamlar…