HANIMELLERİ
...Elinde adres kağıdı hararetle bir yer arıyordu.
...Gözleri gözlerime dokunduğunda henüz tanyeri ağarıyordu. "Oğlum Musa Dermancı fırgır sokak no altı" dediğinde İşe gitme acelemi bir kenara koydum ona baktım. Yüzünde hayattan çizgiler vardı. Sanki olması gerekenden daha belirgin, yorgun ve uykusuzdu. Geçmişinin Karadeniz kadar dalgalı oluşuna bir işaretti gözleri Mavi mavi yüreğime dokundu. Adres iki sokak geride kalmıştı Ona anlatmam zordu. Kadın başına adres aratmak bana da kordu. Çökük şakakları oynadı “ne güzel kokuyor hanımelleri” dedi İşte tam orası aradığın yer dedim. Bu koku Musa Dermancı’nın iş yeri Gülümsedi sanki Antalyayı ayaklarıma serdi. İstanbul onu kıskandı, yağmurundan utandı. Merakım katlanarak büyüdü. Teyze sabah sabah ilaç mı alacağın nedir acelen? “Yok oğlum yok ziyaret.” Çok olmuş görmeyeli ama çok! Haberleşme olmadı mı hiç sanaldan, yolculuk nereden? “Hayır! Onu görürsem gelemem diye korktum” Elindeki adres kağıdı çok eskiden kalmış olmalı Yırtılmaya yüz tutmuş sararmıştı. Yürüdük, benden hızlıydı adımları Konuşmaları ise içten ve sıcak Öğrendim ki doğma büyüme Manisalı Musa amca onun için en güzel yılları Sordu “var mıdır çocukları” yok dedim yok. Hiç evlenmedi varsa yoksa hanımelleri Bir de bu mahallenin hem eczacısı hem de muhtarı. Altı yıl okumuşlar yatılı okulda aynı sınıfta Çok olmuş onları yıllar ayıralı ama hiç unutmamış Şaşırdı Musa’nın bekar oluşuna gözleri doldu. Dedi benimde babam bu yıl öldü. Konuşurken gözleri uzaklara daldı, Boğazında sanki bir düğüm vardı. Sonradan öğrendim babası vermemiş onu Musa’ya Ayrılmış iki sevgili ağlaya ağlaya… En sevdiği çiçekmiş hanımelleri Musayı sağ iken görebilmekte tek dileği… ................................Songül A Yılmaz |
Selamlar, sevgiler.