Çizgi
Dokundu ufkun çizgileri çocuk alnımıza
Ne ara oluk oluk aktı zaman Avuçlarımızdan kayarcasına. Kaç saat sürdü bu yaşa gelişimiz Kaç arşın yol yürüdük yorgun topuklarımızla Bıraktıklarımızı hangi ara hatırlamaya başladık Hayatın kaldırımlarında. Çocuk alnımızda şerit şerit çizgiler Koca bir günü harcayıp da gözümüzden düşen güneşin bıraktıkları... Akşam ezanı duyulmadan firar edişimiz Terli sırtımızla, ilk odamız, sokağımızdan... Uslanmaz yaralarımız kaç düşüşten sonra kabuk bağladı İlk aşkın yağmuru ilk ne zaman değdi saçlarımıza Kaç kere saklandık gözlerimizin kuytusuna Görmesin diye, gönlümüzü kuşlar gibi titreten o güzellik. Kaç imkansızımız oldu ders kitaplarına baş harfini kondurduğumuz Kaç sızımız oldu imkan bulamayıp da söyleyememekten... Ne ara unuttuk, unutmak zorunda kaldıklarımızdan bir parça üşümeyi Yetim kalmış sokakların ışıksız ve kömür kokan ıssızlıklarında... Biz hangi ara büyüdük biliyor musun? İlklerimizi ilk hatırlayıp da bir damla süzüldüğü gün yanaklarımıza İşte o an ölüm haberini aldık çocukluğumuzun. Küçük ve sebepsiz mutluluklardan kocaman gülüşler doğurduğumuz o günleri Ne çok özledik, değil mi? Sahi, biz büyürken mi böyle küçüldü dünyamız? Ya da gel unutalım her şeyi; Unutmaktır ilacımız... |