MİNİK AŞIKTORUNUM ELİF NUR’A.. Küçük yaşta almış sazı eline. Mor yaylalar diyor kızımız bizim. Kurban olsun dede, tatlı diline. Hem kalbimiz hem de gözümüz bizim. Adı Elif, o henüz beş yaşında. Çok ciddidir bu saz çalma işinde. Menajerler şimdi onun peşinde. Lakin çok fazladır nazımız bizim. Do, re,mi,fa,sol,la,si,do, gam yapar. Notaları bir azıcık ham yapar. Azimlidir, yaptığını tam yapar. Hiç kesilmez asla hızımız bizim Fethiye’nin civcivleri bellidir. Çaldıkları çokça çiftelidir. Dede altmış, nine ise ellidir. Oynar gayrı bel ve dizimiz bizim. Sazı ile yapar bir sürü beste. Bestelerden olur her gün güldeste. Hele bir de oturunca kümeste. Kalkıp göbek atar kazımız bizim. Dedesi de çalar idi curayı. Curayı çalarken yaktı sarayı. Şimdi aldı Elif Nur’u sırayı. N’eydek buymuş alın yazımız bizim Boyundan da büyük sazı almaz mı? Usta aşıklardan geri kalmaz mı? Bir de teke zortlatması çalmaz mı? Aşka gelir koyun-kuzumuz bizim ‘’Aşık Minik Fıstık’’tır onun ismi Yürek büyük, lakin kuş kadar cismi Neşet Ertaş görmeliydi bu resmi. Deyin nasıl olmuş pozumuz bizim Sazı şöyle dizlerine yatıra. Perde, vuruş, tabi ki Hak getire. Bekle artık türküsünü bitire Varsın olsun budur hazımız bizim. Sami der ki aşıklık değil kolay. Benim torun işte böyle bir olay. Oynamakta harmandalı, bar, halay, Hem Kürdümüz hem de Lazımız bizim |
Gönüllerde akan güzel duyguların dizeler halinde şiirleşmesi…
Çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…