SELAMSIZ MAHALLESİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Öğrencilik yıllarımda Üsküdar Selamsız Mahallesinde oturmuş ve komşularımla ne güzel dostluklar kurmuştum. Ne sıcak insanlardı. Okulda bazı arkadaşlarım Selamsızı duyunca merak ederlerdi. Kimide şaşırırdı. Halbuki ben O Mahalleye 1968 yılının ilkbaharında postu atmış ve çok da sevmiştim. Mutlaka onların beni sevdikleri kadar sevememişimdir diye hayıflanıyorum. Artık Selamsız yok. Karagümrükde kalkacak... Eski eşyaları karıştırırken çıktı. O eski dostlara..
Çelimsiz, rengi kaçmış dağınık saçlarıyla,
Bir o yana bir bu yana vuruyor. Yüzündeki üç gün önceden kalma boya izleri, Sanırsın soyu saraylardan geliyor. Afilli mi, havalımı, kasılmaktan omuzları kavrulmuş. Naylon terlik, çorapsız paslı ayaklarını vurmuş. İp ince, çiçekli basma etek, rengi solmuş, kaykılmış. Kıllı, esmer, sütun gibi bacaklar altından sırıtıyor. Ağzında eski sakız, şıkır şıkır çıtlatıyor. Çoğu sakız çiğner, böylesi az bulunur. Bunlar benim dostlarım, mahallelim, yoldaşım. Bu haliyle ne sıcaktır sesi, Ya ayladır adı ya da lesi. Zati kurtarmaz onu aşağısı, Ya padişah soyu, ya sultan kızı. İşte Selamsız bunun burası. Üsküdar’ın ortası. Muharrem ELMACI Üsküdar-1977 |
İp ince çiçekli basma etek, rengi solmuş, kaykılmış.
Kıllı, esmer, sütun gibi bacaklar altından sırıtıyor.
Ağzında eski sakız, şıkır şıkır çıtlatıyor.
Tebrikler şair